Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Harabeye dönüştü...

Eğer bir siyasi iktidara ya da siyasi parti yönetimine tavsiyelerde bulunacaksam...

Ve...

Cümlelerim:

“...malı/...meli” ile bitiyorsa...

Biliniz ki bu:

Uyarılarımın yerine getirilmesini bir:

“Zorunluluk” olarak görmemdendir...



Yok eğer...

“...ebilir/...abilir” diye bitiriyorsam:

“Gücünüzü bilmiyorum... Eğer fiziki, iktisadi, siyasi gücünüz yetiyorsa” demektir...



Ukrayna yönetimine de...

Rusya yönetimine de “...malı/...meli” ekleriyle biten cümleler kurarak seslendim...

Ama...

“...madılar/...mediler...”.

Sonuç?..



Her iki taraftan da on binlerce sivil ve asker öldü...

Her iki taraf da milyarlarca dolar savaş harcaması yaptı...

Her iki tarafın değil
ama...

Ukrayna’nın yarısı harabeye dönüştü...



B.KU YEDİKLERİYLE KALACAKLAR...


Haftalardır süren Rusya-Ukrayna savaşı daha ne kadar sürecek?..

(Bence):

Yakında bitecek...



Ne yani...

Barışacaklar mı?..



Barışmayacaklar...

Ama...

Uzlaşacaklar...

Uzlaşmak zorundalar...





Tıpkı Ağa ile Kâhya’sının girdikleri “b.k yeme” iddiası gibi...

Araba çiftlikten çıkarken nasıl Ağa’nın idiyse...

Ve fakat...

Bir “b.k yeme” oyunu sonucu geçici olarak Kâhya’nın olduktan sonra...

Ve aynı gün...

Bir başka “b.k yeme” bahsi sonunda yine Ağa’nın olduysa...



Yani...

Araba çiftlikten çıkarken de çiftliğe girerken de Ağa’nın mülkiyetindeyse...

Ve fakat...

Bu arada iki taraf da b.ku yedikleriyle kaldıysa...

Rusya ve Ukrayna için de aynı şey söz konusu olacak...

Yani...

İki taraf da b.ku yedikleriyle kalacak...

TARİH DERSLERİ NEDEN VAR?..


Rusya en baştan daha Ukrayna’dan istediklerinde haklı mıydı?..

Elbette haksızdı...

Ama...

Ukrayna da direnmekte hatalıydı...

Doğrusu:

Luhansk ve Donetsk halklarının referandumla karar vermeleriydi...



Peki...

Ukrayna haddini bilmeli miydi?..

Bilmeliydi?..

Ukrayna’yı yönetenler; Gürcistan’ın başına gelenlerden ders almalı mıydı?..

Almalıydı?..



İyi ama ya Ruslar?..

Onlar da...

Yıldız savaşları ve aşırı silahlanma için harcadıkları para yüzünden:

İnsanî ihtiyaçları üretmekten vazgeçtiklerini...

Afganistan’ı işgal ederek akıl almaz paralar harcadıktan...

Ve...

Orduları güçsüz kaldıktan sonra parçalandıklarını:

Hatırlamalıydı?..



Ve tabii bir de...

Hem yakın hem uzak tarihi dikkatli okuyup...

Doğru yorumlamalıydılar...



Atina’nın o aptalca işgal girişimlerinden kısa bir süre sonra...

Nasıl da tarihin tozlu raflarına kaldırıldığını da öğrenmeliydiler...

SÖZLERİNİZ YALAN MIYDI?..


Bir ülke düşünün...

Cumhurbaşkanı...

Ekonomiden Sorumlu Bakanı...

Ticaret Bakanı...

Ve hatta...

İçişleri Bakanı bile:

“Dünyanın en başarılı ekonomi yönetimi bizde ve dünyanın, ekonomisi en hızlı büyüyen ülkesiyiz” dedikten sadece birkaç gün sonra...

Yine aynı ülkenin aynı Cumhurbaşkanı...

Bu defa şöyle diyor:

“Ekonomimizin kurtuluş savaşında bize yardımcı olmalısınız...”.



Haydaaaa...

E hani:

Uçuyorduk...



E hani:

Kaçıyorduk...



E hani:

Şahlanmıştık...



Hep sözleriniz yalan mıydı?..

SİYASİ AHLAK MI DEDİNİZ?..


Ege Denizi’ndeki Milos Adası, M.Ö. 416’da Atinalılar tarafından kuşatıldı...

Sebep:

Ada yönetiminin:

Atina liderliğindeki Delian Ligi’ne katılmayı reddetmesi...

Özgürlük ve özerkliklerinden vazgeçmeyi kabul etmemesiydi...



O günün Atina’sı bugünün Rusya’sı kadar...

Milos Adası ise:

Rusya tarafından işgal edilmek istenen Ukrayna kadar güçlüydü...



Kuşatma iki yıl sürdü...

Adada yaşayan erkeklerin neredeyse yarısı hayatını kaybetti...

Milos’u yöneten Komutan, Atinalılardan merhamet diledi...

Bunu:

“Tanrılar ve temiz ahlâk” adına istedi...



Atinalı komutanın cevabı şu oldu:

“Güçlüler yapmaya muktedir oldukları şeyi yaparlar; güçsüzler de kabul etmeye mecbur oldukları şeyi kabul ederler...”.



Yani...

2 yıl sonunda Atinalıların istediği oldu...

Miloslular ise hem canlarını...

Hem servetlerini...

Ve hem de:

Özgürlüklerini ve özerkliklerini kaybettiler...

KEHANET DEĞİL...


Uluslararası ilişkilerde (Ne yazık ki) ahlâk yoktur...

Dün yoktu...

Bugün de yok...

Ancak...



Teknolojik gelişme ve insanların eğitim düzeyleri yükseldikçe...

Eğitimli, sorgulayan seçmen sayısı...

“Koyun türü” seçmen sayısını geçtikçe...

Uluslararası ilişkilerde hukuk ahlâkı:

Üstünlük sağlayacak...

Ve Dünya:

Sonsuz ve kalıcı barışa kavuşacak...



Bu bir kehanet mi?..

Hayır...

Öncelikle “iyi niyetli” bir tahmin...

Sonra da:

Temenni...