“Allah’sız ekonomi” modeli olarak da tanımlayabileceğimiz...
Çin Ekonomi modeline geçiş yaptığımızı açıkladı...
★
Nereden çıkardığıma gelince...
Nasıl bir ekonomi politika uygulayacağını anlattıktan sonra aynen şöyle dedi:
“Çin böyle yaptı...”.
★
Peki...
“Allahsız ekonomi” nereden çıktı?..
★
Çin’de din yok da ondan...
Haliyle...
Allah’ı da yok Çin’in...
★
Allahsız Çin modeli şöyle:
İç tasarruflar arttırılacak...
İç tüketim duracak...
Sadece ihracata çalışılacak...
Bazı antidemokratik yasalar desteğinde...
Tüm kaynaklar yatırımlara ayrılacak...
★
Oysa...
Türkiye’nin huzur bulabilmesi için öncelikle:
İşsizlik oranı %4’ün altına düşürülmeli.
Bunu kısa vadede...
Mültecileri geldikleri ülkelere göndererek...
Ve...
EYT’yi çıkararak yapabilirler...
★
Eş zamanlı olarak da...
Tarım başta olmak üzere:
Yatırımları...
Ve haliyle:
Üretim arttırmalı...
★
Son 10 yıldır yaptığı tek şey var iktidarın...
Seçim kazanmak için:
Halkı borçlandırmak...
İthalat yaparak iç üretimi dengelemek...
Aşırı fiyat artışlarının önüne geçmek...
★
Ve böylece...
Yerli üreticiyi cezalandırmak...
★
Peki...
Erdoğan Çin modelinde başarılı olur mu?..
★
Çin gibi antidemokratik bir ülke olmayı göze alabilecekse...
Tabii olabilir...
Ama...
★
Bunu yapmaya Erdoğan’ın ne siyasi ömrü yeter...
Ne de fiziki ömrü...
Ne olacağı belli...
Faizlerin bir kez daha indirileceğinden...
Eğer indirilmek bir yana...
Aksine arttırılırsa:
OHAL ilan edileceğinden...
Nasıl bu kadar emin olabiliyorum?..
★
Canlarım...
Siyaset:
“Doğruyu söyleme” mesleği değildir...
Siyaset:
“Siyasetçinin işine yarayanı söyleme” mesleğidir...
★
16 aralıkta yapılacak MB Para Piyasası Kurulu toplantısında faiz indirilmez...
Aksine: Yükseltilirse...
Muhalefetin sloganı daha şimdiden belli:
“Erdoğan enflasyonu sevdi...”.
“Erdoğan tükürdüğünü yaladı...”.
“Erdoğan’dan büyük faiz çarkı...”.
İnanın düzelecek...
Dünyada öyle mi bilemem ama...
Türkiye’de “en çok kazanan” aktörler...
Komedi oynayanlar...
★
Sinemalarda en çok onlar izleniyor...
En çok onların konser salonları doluyor...
★
Ama...
Evlerimize giren dizilere baktığınızda:
Komedi neredeyse yok gibi...
★
Acı, çile, trajedi işleyen diziler:
Reyting rekorları kırıyor...
★
Neden?..
Çünkü...
Tiyatroya, konsere veya sinemaya...
Eğitim ve gelir düzeyi daha yüksek insanlar gidiyor...
★
Diziler ise...
Yoksul ve orta düzey eğitim almış yurttaşlarımızın yaşadığı evlerde izleniyor...
★
Bu istatistik bile Türkiye’de acının sahiplenildiğini...
Ve her sahiplenilen gibi çok sevildiğini gösteriyor...
★
Zor be canlarım...
Vaziyet zor...
Ama... Düzelecek...
İnanın düzelecek...
Kazanma şansı sıfır
Kimileriniz:
“Yahu dede kurların artması Erdoğan’ın umurunda bile olmaz...” diye itiraz edebilirsiniz...
★
Öyle değil işte...
Eğer...
Eskiden olduğu gibi...
“Vazgeçilmez” olduğuna inansaydı Erdoğan...
Umursamazdı...
Ama...
★
Artık o da kabul etti ki...
Erken ya da zamanında yapılacak bir seçimde...
Kazanma şansı şu anda...
Ve bu şartlarda bile: Sıfır...
Hay Allah...
Biliyor musunuz?..
BAE hafta sonu tatilini...
Batı’yla uyum için...
Ocak ayından itibaren:
Cumartesi-Pazar’a kaydırma kararı aldı...
★
Oysa biraz daha bekleseydiler...
Bizimkilerin seçim kazanma ihtimali olmasa da...
Kendileri açısından “umudu” vardı...
★
Ve bu sefer...
Kesinlikle her türlü ölçüde (Takvim dahil) Hicri takvim uygulamasına geçilecek...
Hafta sonu tatilleri:
Perşembe-Cuma olacaktı...
★
Acele davrandı BAE...
Kötü bir tesadüf...
Dedikodu mu gerçek mi bilemem...
Ancak...
CHP; Türkiye’nin Kıbrıs’taki garantörlük hakkından vazgeçtiğini...
Konuyla ilgili sorunun ise halen cevaplandırılmadığını:
İddia ediyor...
★
İşte tam da bu durumda:
TRT1’de yayınlanan:
“Kıbrıs Zafere Doğru” dizisi yayından kaldırılıyor...
★
Belki tesadüf ama...
Kötü bir tesadüf...
Yön yeniden yukarı...
Erdoğan dedi ki:
“Düşük faiz politikasıyla kuru da enflasyonu da aşağı çekeceğiz...”.
★
Ve...
Döviz kurları tam da aşağı doğru giderken...
Yönünü yeniden: Yukarı çevirdi...
★
Oysa... Böyle bir açıklamadan sonra...
TL’nin değer kaybettiği biliniyordu...
Soru-cevap...
Soru:
İnat nedir?..
★
Cevap:
İnat; daha önce denenen ve kötü sonuç veren bir eylemi defalarca denemektir...