turkiye-rakipleri-ve-nato
Türkiye

Türkiye, Rakipleri ve NATO

19 Temmuz 2019
Okuyucu

Son S-400 alımı konusuyla beraber çeşitli çevrelerce NATO ve Türkiye konuları tartışmaya açıldı. Yabancı basında Türkiye aleyhine kampanya yapanlar bile çıktı. Konuya uzak olanlar maalesef  Türkiye aleyhine bu türden sürdürülen kampanyalara dahil olarak aleyhte konuşmalar yapmaya başladılar. Durumu gözden geçirelim. Türkiye konusunda haklıdır ve milli egemenliği için üstüne düşeni yapmaktadır. Bu manada NATO ülkelerine de destek vermektedir.

NATO nedir? Atlantik ittifakıdır. Elbette asıl düşman SSCB ve Komünizm idi ama bunların ikisi de çöktü. Bu konulara karşı kurulan NATO Soğuk Savaş sonrası uzun süre kendisine görev aradı. Halen arayış sürüyor gibi. Ancak Avrupa’nın Rus tehdidine dayalı tarihsel sorunu özellikle İngiliz, Almanya ve Fransa kanadında hissedilir. Baltık ve Doğu Avrupa ülkeleri ise bu büyük ülkelerin arasında kalanlardır. Boğazlardan dolayı Ruslarla Türkler yine tarihsel bağlamda sorunlu zamanları olmuştur. Ancak şu açık ki Boğazlara sadece Rusların ilgisi yoktur, benzer şekilde İngiltere, Almanya ve Fransa olarak Avrupalılar da ilgilidir. Hatta Çanakkale Savaşı bu nedenle yaşanmıştır.

Sonuçta Soğuk Savaş bitmiş ve Ruslar Serbest Piyasa Ekonomisi’ne geçmiştir. Ancak Avrasya’nın bu eli her yana ulaşan dev kara ülkesi (Hardland, Mackinder) çevresindekiler için önemini korumaktadır. En yakın olay Ukrayna ile ilgili görülmüştür. Üstelik dünyanın ABD ile Rusya birlikte en güçlü nükleer güçtür, uzayda da ileri ülkelerdir. Soğuk Savaş’ın temeli ise nükleer savaş tehdidiyle açıklanır. ABD bu nükleer rekabetten ve jeostratejik yapıdan dolayı halen Rusları rakip görür, tersi de doğrudur.

NATO ile doğrudan ilgisi olmadığı halde burada Çin tehdidine de yer vermek gerekir. Çin de Serbest Piyasa Ekonomisi’ne geçmiş ve Komünizm ile idare edilen dev bir ülkedir. Nüfusu korkutucu sayılardadır, 1,7 milyar. Pasifik ve Asya coğrafyaları bağlamında Çin, ABD menfaatleri ile çatışmaktadır. Ayrıca son dönemde Çin’in gösterdiği büyüme ile ekonomik, teknolojik ve askeri alanlarda Amerika’ya doğrudan rakip olması söz konusudur. Çin nükleer silah ve uzay yarışında da vardır. Ayrıca Çin Ruslarla belli ölçülerde yakındır. Askeri teknolojide de yakındır. Atlantik’in başat gücü (ve büyük finansörü) ABD kendi tehdidini açıklarken bugün Avrupa’nın çıkarına olan alanı bir kalem iş olarak görmektedir. Diğer kalemlerde NATO olmasa da ABD bu alanlarda iki şapkalı olmak durumundadır.

İşte yeni gelişen konjonktürde Türkiye bu coğrafi alanların arasında ve ABD ile Avrupa’nın çıkar alanında yer almış gözükmektedir. Doğu Avrupa, Balkanlar, Karadeniz, Hazar, Orta Asya, Ortadoğu, Doğu Akdeniz sıcak coğrafyaları Türkiye’nin sorumluluk alanına yakındır. Jeopolitik yönden iki görevi birlikte yürütmek zorundadır. Bunlar:

  • Birincisi, Türkiye bu sıcak alanlarda tüm güçlerle milli çıkarları için rekabet etmek zorundadır.
  • İkincisi, ABD ve Avrupa bir tarafta, Rusya diğer tarafta (belli alanlarda Çin de var) bu sıcak alanlardaki rekabette merkezdedir. Barış ve istikrar için hayati değerdedir. Güçlü ve caydırıcı olmalıdır.

NATO bu yeni konjonktürde sadece kendi görev alanı içindedir. Hemen her güçlü ülke NATO alanı dışında büyük ölçüde kendi milli çıkarlarına dayalı rekabetini sürdürmektedir. Hatta bu duruma küreselleşme ile birlikte başat güçler dev şirketlerini de dahil etmişlerdir. Yeni durumda bu tip bir rekabet söz konusuyken Türkiye nerede duracak? Türkiye, yukarıda belirtilen iki nedenden dolayı, kendi görevini yerine getirecektir. İttifak ülkeleri kadar Türkiye de NATO dahilindeki görevleri yerine getirecektir.

Türkiye’nin S-400 hava savunma füze sistemi satın alması NATO’nun amacına, kuruluş yapısına ve konjonktürel tehditlerine karşı değildir. Bölgesel istikrar ve caydırıcılık görevi için gereklidir.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

erbilde-saldiri
ÖNCEKİ YAZI

Erbil’de Saldırı

katil-devlet
DİĞER YAZI

“Katil Devlet”

Güvenlik 'ın son yazıları

65 views

Birisi

Moskova’daki Crocus City Hall terör saldırısı konusunu analiz edelim. Ama önce bugünlere nasıl geldik, bir bakalım. Sonuçta aradığımız birisi var! Kim bu birisi? Hani öndekileri görüyoruz, yakalandılar da. Ama bu tür küresel etkisi olan ciddi konularda, Rusya gibi bir ülkeye terör saldırısı yapılarak, asıl ne amaç güdülüyor olabilir, bunu anlamaya çalışalım.
119 views

Küresel Silahlanma Tartışmaları

Her ülke silahlanıyor? Bu silahlanmanın caydırıcılık amacıyla yapılıyor olması bize neyi açıklar? Asıl konu egemenlik mi, küresel mücadele içinde daha fazla güçlü olabilmek mi? Bilinmedik şeylerden mi bahsediliyor? Bu soruları cevaplandıracağız. Ayrıca Macron ve Putin neler söyledi, değerlendireceğiz. Bu şekilde, asıl ilgilendiğimiz olgular ve temel düşünceler olacaktır.
113 views

Milli Güvenlik Siyaseti

Türkiye daima kazanan ve gelişen olmak zorundadır, başka türlü düşünülemez! Milli Güvenlik Siyaset Belgesi (Kırmızı Kitap) gibi dokümanların kendi gücü için geri planda çok çalışılmalı, fikri altyapısı ve anlayışı özgün ve tutarlı olmalıdır. Ama önemlisi; bunun uygulanmasında herkesin, her kurumun, her şirketin, inanarak, gösterilen hedefleri elde etmek amacıyla, bütünlük halinde ve bu bağlamda tek yolda yürümesi gerekmektedir. Bu, "devlet disiplini" konu ve kapsamını aşan bir yaklaşımdır, ülkece disiplinli olmayı gerektirmektedir. Eğer ülkece disiplinliysek hak edilen gelişmenin yolunda oluruz! Siyasetin kendisi, entelektüel yaklaşımlar veya iş dünyası bizi yolumuzdan alıkoymamalıdır. Bu çok hassas bir konudur.
100 views

Küresel Stratejik Savunma 

Bu makalede, küresel savunma ve küresel strateji, savunma sanayiine olan ihtiyaç, bununla refah ve güvenlik yönleriyle kazanılacak avantaj, stratejik plan ve proje konuları ve KAAN projesinin değeri ortaya konacaktır. ABD, Rusya, Birleşik Krallık ve Türkiye örnekleri üzerinde duracağım.
136 views

Ukrayna-Rusya Savaşı ve Geleceği

İkinci yılı dolan, üçüncü yılının da hızlıca geçeceği öngörülen, hemen herkesi ilgilendiren önemli bir savaşı değerlendiriyorum. Bugünden yarına bakılırsa, gelişmeler Ukrayna aleyhine gibiyken, acaba ne yapılırsa durumda önemli bir değişiklik yaratılabilir? Yoksa bugünkü muğlaklık devam mı edecek? Cephede ve stratejik alandaki sorunlar nasıl gelişiyor? Putin, satranç hamlelerini ustaca yapabiliyor mu?
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme