Demirtaş: Biz her halükarda faşizme karşı demokrasiyi destekleyeceğiz

Türkiye'nin Seçimi programında HDP cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, Avukatı Bayram Arslan aracılığıyla TELE1 televizyonunda soruları yanıtladı.

ÜNSAL ÜNLÜ:"PARTINIZ KAMUOYUNUN YAKINDAN TANIDIĞI VE ADALET MÜCADELELERINE ŞAHITLIK ETTIĞI AHMET ŞIK, VELI SAÇILIK GIBI ISIMLERI ADAY GÖSTEREREK BELIRLI BIR SEMPATI SAĞLADI. AYNI ŞEKILDE EŞITSIZ DEVAM EDEN BIR YARIŞIN IÇINDE SIZIN ÇOK KISITLI IMKANLARLA YAPTIĞINIZ CUMHURBAŞKANI ADAYLIĞI KAMPANYANIZ DA KARŞILIK BULUYOR. ANCAK YINE DE TÜRKIYE'DE KENDINI "LAIK- SOLCU" OLARAK TANIMLAYAN KESIMDE PARTINIZE KARŞI BIR GÜVENSIZLIK SÖZ KONUSU. HDP'NIN; 7 HAZIRAN 2015'DE BUGÜN GÜVENSIZLIK YAŞAYAN SÖZ ETTIĞIM KESIMIN DE DESTEĞIYLE ALDIĞI 13.1'LIK OY ORANINA TEKRAR ULAŞABILMESI IÇIN TÜRKLERLE KÜRTLERIN BIRBIRINE GÜVENMESINI NASIL SAĞLAYACAKSINIZ? CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇIMININ 2. TURUNU BU ANLAMDA TARIHI BIR FIRSAT OLARAK GÖRÜR MÜSÜNÜZ?"

Elbette HDP’nin temel görevi seçimler vesilesiyle “laik-solcu'' kesimlere Kürtler adına güvence vermek falan değildir. Biz Kürtler ve Türkler dahil bütün ezilenleri iktidara taşımaya çalışıyoruz. Hem Kürtleri hem de Türkleri buna ikna etmeye, bütün ezilen kimlikleri, kesimleri birbirine güven duyabilecekleri ortak bir mücadele zemininde tutmaya çalışıyoruz. 7 Haziran sonrasında, HDP’nin ve Kürtlerin karşı karşıya kaldığı sistematik ve orantısız saldırı halen devam ediyor. Biz de 7 Haziran’dan bu yana kesintisiz olarak AKP faşizmine karşı direniyoruz. Kürtler başta olmak üzere, HDP’deki sol güçler bu direnişi içeride (cezaevinde) ve dışarıda ortaya koymasaydı, HDP bugün siyaset sahnesine güçlü bir şekilde dönüş yapmasaydı, herkes sadece Erdoğan’ın kazanması kesin zaferini konuşuyor olacaktı. Şu anda bir umuttan ve alternatiften söz edebiliyorlarsa, HDP’nin inanılmaz saldırılara rağmen halen gücünü koruyor olmasından kaynaklıdır. İkinci tur ihtimali bile bu sayede konuşulabiliyor. Herkesin “Her şey bitti, artık Erdoğan Türkiye’yi teslim aldı'' diyerek sustuğu, korkuyla bir kenara çekildiği yerde, direnen bir biz vardık bir de Haziran çevresi. Şimdi eğri oturup doğru konuşalım; Kim kimi ikna etmeli ve güven vermeli? İkinci turda sınanacak olan HDP değil, diğer muhalefettir. Millet ittifakını kurup, HDP’yi dışında tutanlar ikinci turda da böyle mi yapacaklar? HDP’ye “İstemem ama yan cebime koy'' mu diyecekler, yoksa açık bir ittifak anlayışı ile faşizme karşı ikinci turda, güçlü, ilkeli birlik mi sağlanacak?

Biz her halükarda faşizme karşı demokrasiyi destekleyeceğiz, bunda tereddüdümüz yok, peki HDP’nin desteği açıkça mı istenecek yoksa utangaç bir tarzda mı? Bence soru budur.

KEMAL ÖZMEN: 7 HAZIRAN SEÇIMLERI SONRASI " BIZE EMANETEN OY VEREREK HDP'NIN, DEMOKRATIK SIYASETIN ÖNÜNÜ AÇMAK ISTEYENLERI DE MAHCUP ETMEYECEĞIZ" DEDINIZ. 24 HAZIRAN IÇIN HDP’YE VE SIZE “EMANET OY'' VERMEYI DÜŞÜNENLERE BIR MESAJINIZ VAR MI?

Emanet oy, demokrasi mücadelesinde çıtayı yükseltebilmemiz için anlamlı bir dayanışmadır. Biz de demokrasi ve özgürlükler için var gücümüzle direniyoruz. Bu anlamda emanete layık olmaya, emaneti kalıcı hale getirmeye de gayret ediyoruz. Bize güvenen hiç kimseyi mahcup edecek, utandıracak bir iş yapmadık. Siyaseten yetmezliklerimiz, eksikliklerimiz oldu ama “emanete hıyanet'' denilebilecek bir duruş içinde olmadık hiçbir zaman. Dolayısıyla HDP’nin etrafında, şimdi daha güçlü bir dayanışma ağı örülebilmesi için hiçbir mazeretimiz yok. HDP, Kürtlerin ya da benim, ya da HDP yönetiminin “malı'' değildir. Bütün direnen, ezilen güçlerin ortak örgütüdür. Onu korumak ve dayanışma ile büyütmek de hepimizin görevidir. HDP bir hiyerarşik yapı, iktidar inşa eden hegemonik bir örgüt de değildir. Kim ki ''ben de varım’ diyorsa, HDP onundur aynı zamanda. Bu açıdan emanet oy verenin de partisi, mücadele örgütüdür HDP. Oy veren herkesin hesabını da sorabileceği demokratik bir açıklık, şeffaflık HDP yönetiminin görevi, sorumluluğudur.

Sayın İnce’nin beni değil, seçmeni tatmin etmesi lazım ? Ben, Sayın İnce’nin rakibiyim şu anda. Benim Kürt sorununun çözümü konusunda önerilerim, Sayın İnce’ye kıyasla çok daha gerçekçi ve makuldür. Ama Sayın İnce’de de klasik CHP söylemini aşmaya dönük iyi niyetli bir çaba görülüyor. Bunu da önemsemek lazım.

HALE ŞERİF: CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN 7-8 EKİM KOBANİ OLAYLARINDAN VE CAN KAYIPLARINDAN SİZİ SORUMLU TUTUYOR. O GÜNLERDE TAM OLARAK NE OLDU? BUNA DAİR YANITINIZ NEDİR?

6-8 Ekim Kobani olaylarına dair o kadar çok detay var ki, bunların hepsini Ankara’daki duruşmada kısmen savunmalarımda bulabilirsiniz. Gerçi henüz savunmalarımın o boyutu tamamlanmadı ama özetle şunu söyleyeyim; Kobani gösterilerinde yaşanan katliamlar Erdoğan’ın siyasi sorumluluğundadır. Birçok ajan provokatör yapının (istihbarat örgütleri, cemaat vs.) katliamlarda rolü vardır. Fakat bunlara zemin sunan da yine Erdoğan’dır. Siyaseten durum budur, ama hukuken tartışılması gereken çok şey var tabii.

ERTUĞRUL MAVİOĞLU: İKİ KIZINIZ VAR. DIŞARIDAYKEN ONLARLA NASIL BİR BABA – KIZ İLİŞKİSİ İÇİNDE OLDUĞUNUZ BİLİNİYOR. CEZAEVİNDE ZİYARETİNİZE GELDİLER Mİ? ONLARIN DÜNYASININ ORTA YERİNE GİREN CEZAEVİ GERÇEĞİNİ NASIL İZAH ETTİNİZ?

CEZAEVİ KOŞULLARINA RAĞMEN YÜKSEK BİR PERFORMANS GÖSTERİYORSUNUZ. BAZEN BESTE YAPIYORSUNUZ, BAZEN HİKAYELERİNİZLE HALKIN KARŞISINDASINIZ. BAZEN DE TWİTTER ÜZERİNDEN BASIN TOPLANTISI YA DA YAYINLADIĞINIZ BİR WHATSAPP MESAJI İLE. YABANCI VE KİMİ YERLİ BASININ SORULARINI DA TEK TEK YANITLIYORSUNUZ. BU ENERJİNİN KAYNAĞI NEDİR? AYNISINDAN BİZ DE İSTİYORUZ. BU SORUYA BAĞLI OLARAK ETKİ GÜCÜNÜZÜN ARTTIĞINI DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ?

Kızlarımla ilgili kısmı cevaplamak en zor olanıdır. Cezaevine girecekseniz, kızlarınız olmamalı bence ? oğlunuz olsa da fark etmez, ama kızlarınız olunca, insan çok özlüyor prenseslerini ? Katlanıyoruz işte. Mevcut durumu kızlarıma, daha çok da anneleri Başak izah ediyor ve başarıyor bu işi. Ona çok şey borçluyum.

İçeride olmak, çaresiz olmak değildir. Siyasi tutsaklık, yeni bir sıçrama ve hamle fırsatı sunar herkese. Ben bir mücadele insanıyım. İçeri girdiğim günden bu yana hiçbir şeyi tesadüfen, rastgele ve öylesine yapmadım. Planlı, programlı bir çalışmayla, sabırla, inatla ördüm bu zemini. Kolay olmuyor ama başka yolu da yok. Eldeki bütün imkanları mücadelenin gürül gürül akan ırmağına ulaştırmak gerekiyordu, ben de severek, isteyerek yapmaya gayret ediyorum. Cezaevi benim için yeni bir mücadele alanıydı fakat kısa sürede çözdüm bu zemini, neler yapabileceğimi adım adım kurguladım, uyguladım. Kendimi değil, mücadeleye katkıyı düşündüm hep. Bakalım nereye kadar götürebileceğim, göreceğiz hep beraber. Etki gücüm arttı mı bilmiyorum inanın.

KEMAL CAN: DİĞER ADAYLARIN KAMPANYALARINI İZLEYEBİLİYOR MUSUNUZ, PERFORMANSLARINI NASIL BULUYORSUNUZ?

TÜRKİYE İLK KEZ CEZAEVİNDE BİR CUMHURBAŞKANI ADAYINI DENEYİMLİYOR, SİZ DE İLK KEZ CEZAEVİNDEN BİR CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ KAMPANYASI YÜRÜTÜYORSUNUZ. BUNU NASIL YAPIYORSUNUZ?

Muhalefet adayları ve özellikle Sayın İnce iyi götürüyor. Erdoğan tam bir hezimet ve dağılma görüntüsü sergiliyor. Ama hiçbiri Perinçek kadar olamıyor, sahi o nerede?

Motivasyonumu canlı, diri tutmak için sürekli okuyorum, yazıyorum, bağlama çalıyorum, beste yapıyorum. Bir de Abdullah Zeydan var yanımda. Gerçekten inanılmaz bir destek ve dayanışma sergiliyor. Dışarıdan gelen mektuplar, mesajlar, avukat ziyaretleri ve Başak ile kızlarım, daha ne olsun Kemal. Sen olsan sen de yaparsın.

AYŞEGÜL DOĞAN: ERDOĞAN KOCAELİ MİTİNGİNDE SİZİ HEDEF ALAN AÇIKLAMALAR YAPTI, BU ESNADA “İDAM, İDAM'' SESLERİ YÜKSELDİ, CUMHURBAŞKANI BUNUN ÜZERİNE “PARLAMENTO BUNLARLA İLGİLİ KARARI BANA GÖNDERSEYDİ, BEN BUNU ÇOKTAN ONAYLARDIM'' DEDİ. ERDOĞAN’IN İDAMLA İLGİLİ ÇIKIŞINI NASIL DEĞERLENDİRİYORSUNUZ?

Panik halinde, şirazeden çıkmış bir hali var. Söylediği her şey ters tepiyor artık. Erdoğan batan geminin kaptanı gibidir. Şu anda yolcular o kadar hızlı terk ediyor ki, arkalarından “Durun gitmeyin, Selo’yu asacağım'' diye bağırıyor ama kimsenin taktığı yok. Benim de şahsen hiç asılasım yok bu günlerde :) Biz işimize odaklanıp, Erdoğan’ı iktidardan nihai olarak alaşağı etmeye bakıyoruz. Erdoğan’ın uyduruk gündemlerinin peşine takılmadan, HDP kendini anlatmaya devam etmelidir.

HİLMİ HACALOĞLU: TÜRKİYE’DE HEP KÜRT SORUNU KONUŞULUYOR AMA BİR TÜRK SORUNU DA VAR MI? EN BÜYÜK SİYASİ ZAFERİNİZ VE EN BÜYÜK SİYASİ YENİLGİNİZ NELER?

Aslında Barış Ünlü’nün ''Türklük Sözleşmesi’ kitabında son derece iyi anlattığı, devletin genetik kodlarına kadar sirayet etmiş, kronik bir “Türk sorunu'' var. Bu ayrı bir konu gibi görünse de “Kürt sorununa'' ve bunun karşısında kendini inşa etmiş sosyal alanda “Türk sorununa'' sebep de, bu kronik “Türk sorunu'' ya da “Türklük sorunudur''. Siyasi belirlemeyle sorunuza “Evet, artık ikna edilmesi, çözülmesi, çözümlenmesi gereken bir Türk sorunu var'' diyebilirim. Benim öyle büyük bir siyasi zaferim yok gerçekten, henüz. Siyasi yenilgi diyebileceğim bir durumla da karşılaşmadım galiba. Mücadele halen devam ediyor.

BANU GÜVEN: CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ İKİNCİ TURA KALIRSA, MUHALEFETİN ADAYI NASIL BİR YOL İZLEMELİ? SİZİN ÖNERİNİZ VE SEÇMENİNİZİN DİĞER MUHALEFET PARTİLERİNDEN BEKLENTİSİ NEDİR? MİLLET İTTİFAKI'NIN İKİNCİ TURDA ORTAK PAYDALARDA BULUŞABİLECEĞİNE İNANIYOR MUSUNUZ? DİĞER PARTİLERİN İKİNCİ TURA İLİŞKİN SİZİNLE PAYLAŞTIĞI BİR HAZIRLIK VAR MI?

Ben ikinci tura kalırsam, diğer muhalefet ile asgari ilkeler içeren bir protokol imzalamak isteğimi açıkladım zaten. Bence kim kalırsa kalsın böyle yapmalı. Bu şekilde bütün partilerin tabanı, bu ilkeler etrafında birleşir ve motive olur. Yoksa sadece bir isim etrafında bütün tabanları harekete geçirmek çok zor olur. Bunun çok zor olmayacağını düşünüyorum. Ben ve HDP buna açığız ve kesinlikle zorlayıcı olmayız. Ön açıcı davranırız. Kazanmaya odaklanırız. Benimle ya da HDP ile paylaşılmış bir ikinci tur hazırlığı, tartışması henüz yok ama olacak elbet.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN, CUMARTESİ AKŞAMI AKP İSTANBUL İL BAŞKANLIĞI'NDA GERÇEKLEŞTİRİLEN ''MAHALLE BAŞKANLARI TOPLANTISI'NDA, “BUNU DIŞARIDA KONUŞMAM'' NOTUYLA YAPTIĞI HDP AÇIKLAMALARI SOSYAL MEDYADA GÜNDEM OLDU. TWİTTER'DA YAYILAN KONUŞMANIN GÖRÜNTÜLERE GÖRE, ''MAHALLE BAŞKANLARI TOPLANTISI' YAZILI BİR AFİŞ ÖNÜNDE KONUŞAN ERDOĞAN'IN ŞUNLARI DEDİĞİ DUYULDU:

“ARKADAŞLAR, HDP ÜZERİNDEN PARTİ TEŞKİLATIMIZIN ÇOK FARKLI ÇALIŞMA YAPMASI LAZIM. BUNU DIŞARIDA KONUŞMAM. BURADA SİZLERLE KONUŞUYORUM, NİYE SİZLERLE KONUŞUYORUM? ÇÜNKÜ, ONLARIN BARAJ ALTI KALMASI DEMEK, BİZİM DURUMUMUZUN ÇOK DAHA İYİ BİR NOKTAYA GELMESİ DEMEKTİR. DOLAYISIYLA DA, HER İLÇEDE ARKADAŞLARIM ÖZELLİKLE ONLAR ÜZERİNDE ÇOK FARKLI ÇALIŞMASI LAZIM. ÇÜNKÜ SİZ KİM, KİMDİR BUNU BİLİYORSANIZ. MAHALLE TEMSİLCİLERİMİZ ZATEN KİMİN KİM OLDUĞUNU BİLMİYORSA BU GÖREVİ BIRAKMASI LAZIM. ALACAKSINIZ SANDIK SEÇMEN LİSTESİNİ, BAKACAKSINIZ KİM KİMDİR. BU ÇALIŞMAYI YAPMANIZ DA İNANIYORUM Kİ BİZE ÇOK FARKLI BİR NETİCE GETİREBİLİR. MARKAJA ALMAK DİYORUZ YA, MARKAJA ALACAKSINIZ.''BU KONUŞMAYI NASIL DEĞERLENDİRİYORSUNUZ?

Erdoğan’ın bu planı biliniyordu ama şimdi kendi ağzından ifşa oldu. Bu aşamadan sonra HDP etrafında çok daha güçlü bir dayanışma ağı oluşturmak hayati önemdedir. HDP kaybederse, bütün muhalefet kaybeder. HDP de kazanmayı hak eden ilkeli bir partidir zaten. Dolayısıyla HDP’yi desteklemek, demokrasi isteyen hiç kimseyi zorlamaz, kendisiyle çelişmiş olmaz. Erdoğan’ın gidişi bu kadar yakın ve mümkünken bu fırsatı kaçırmayacağız, mutlaka kazanacağız.

Bütün arkadaşlara yürek dolusu selam, sevgiler, sorular için teşekkürler.

Başarılar.

Selahattin Demirtaş