Tevrat’ta yaratılış ve Hz. Adem –II


Önceki yazımızda şeytanın yeryüzündeki hakimiyetini kaybetmesi ve onun yerine Adem soyunun dünya hükümdarı olarak yeryüzüne gönderilmesi ile dünyanın el değiştirmesini işlemiştik. Şimdi şeytan (yılan soyu) ile Adem soyu arasındaki kıyamete kadar sürecek kavgayı anlatacağız

Önceki yazımızın aksine, Tevrat’ta kaybolmuş gizemli öğretileri tartışacağız. Ezoterik (anlayabilecek yetenek ve seviyedekilere söylenecek bilgi) gizem örgütlerinin yaratılış yorumlarını ve asıl planlarını şekillendiren Tevrat yorumlarını kaleme alacağız. Bunu yaparken sade, anlaşılır, düzen içinde kalmaya çalışacağız.

Bu yazdıklarımız genelde Musevilerin şirk kabul ettiği Gnostik İbrani mitolojisine dayanmaktadır. Fakat bu mitler “Ezoterik örgütlerin” fikri kaynağını oluşturur.

Cennetin Bahçıvanı

Tevrat’ta; Yeşeya, 51:3 ile Hezekiel, 28:13 te, “Hükümdarın bahçesi” tabiri vardır.  Bu bahçe genel olarak -Aden bahçesi- olarak tanımlanmıştır. Aden (Cennet) Sümerce kökenli olup, Edin kelimesinden gelir. Fakat Perscede “cennet” kelimesi “kraliyet bahçesi” anlamına gelen “paradeida” kelimesi ile tanımlanmıştır. Yunanca “paradeisos”, servet sahibi Kral Cyrus’un zenginliğini anlatmak için kullanılan bir tabiridir. Kralın eskiden “bahçıvan” olduğu ile ilgilidir. Mısır kültürü ve diğer Akdeniz dinlerinde rahipler “bahçıvan” olarak tasvir edilmiştir.

habil-ve-kabil

Cennet, hükümdar olan Allah’ın bahçesidir. O’nu koruyup, baksın diye Aden bahçesine koydu. (Tekvin 2.15)

Hz. Adem, Aden Bahçesinin bahçıvanı olarak yaratılmıştır. Fakat Hz. Adem yalnız idi ve Allah kendisine bir kadın yaratmaya karar verdi. İşte bu andan itibaren bir soy oluşacak ve Adem’in yeryüzüne atılması ile Şeytanın yeryüzündeki hakimiyeti sonlandırılacak, hakimiyet Adem soyuna geçecektir.

Yılan Soyu ile İnsanoğlunun Kavgası

“Sonra Rab, Adem’in yalnız olduğunu bildi ve yardımcı olsun diye kendisine bir kadın yaratmaya karar verdi.” (Tekvin 2.18)

İbrani mitolojisine göre, Adem için ilk yaratılan kadın Lilith’idir. Diğer mitlerde İştar, İnanna, Albız iblisi olarak bilinmektedir. Adem ile eşitlik iddiasında bulunmuş ve Tanrı’nın gizli ismini kullanarak Cennet’ten yeryüzüne kaçmış, Kızıldeniz’de Livyatan (deniz canavarı-yılanı) ile birleşerek her gün cinler doğurur, geri dönmesi için melekler gönderilmiş, ancak ikna edilememiştir. Karşılığında dönmesi için her gün doğurduğu “yüz cin” öldürülmüş, yinede cennete geri dönmemiştir. Ölümsüz olup, cin tayfasına karışmış, henüz deri ile kaplamadan önce cennetten çıktığından, “kötü ruh” olarak kalmıştır. Livyatan’ın eşi olup, diğer eşi ise Tubal Kain’in eşi olan Naama diyebiliriz. Hz. Süleyman’ın mabedinde ahit sandığının üzerindeki iki melek ile “kutsalların kutsalı” odasındaki iki büyük melek, İbrani mitolojisine göre Livyatan’ın iki eşidir. Böylece kutsal odadaki hapis ile dünyaya düzen getirmiştir.

Mabet yıkılmakla, dünya düzeni iki defa bozulmuştur.

Destruicao-Templo-Francesco-Hayez

Dünyaya atılan Hz. Adem’in erkek ve kız dört çocuğu oldu, Habil ve Kabil. Kabil, Habil’i öldürmüş ve Nod diyarına şehir kurmuştur.

Ezoterik gizemli örgütlerin kabulüne göre yılandan (iblisten) doğan çocuk Kabil’dir. (1) Yahudiler bu oğula Kain demektedir. Kain> Hanok> İrad> Mehuyael> Metuşael> Lamek> (Tsilla isimli karısından) Tubal Kain doğdu. Tubal Kain’in kızkardeşi aynı zamanda eşi Naama idi.

Tubal Kain demircilerin atasıdır. Masonların “Evrenin Ulu Mimarı” (2) dediği Hiram Usta’nın demirci olduğunu unutmayın. Nortlarda ve Hurrilerde Teşup, Yunanlarda Demircilerin tanrısı olan topal Hephaistos’tur.

Tubal Kain’den sonra soy yürümez. Çünkü Kabil, Habil’i öldürdüğünde kendisi “yedi soyu” için ölümsüzlük istemiş, Tubal Kain yedinci nesildir ve öldürülmekle nesil kesilmiştir.

thungods2_01

Tubal Kain’i öldüren kör Lamek’tir, hataen av zannedip, kendisini öldürmüştür. Lamek kendisinden öç alınacağı korkusu ile “Tubal Kain’in Habil’i öldürmesinden yedi nesil sonra öç alınacak ise, benim soyundan Tubal Kain’i öldürmekle yetmiş yedi nesil sonra öç alınsın” (Tekvin 4.23) Tanrı’dan dilekte bulunmuştur. Şimdi kendime soruyorum; yetmiş yedinci neslinin sonuna geldik mi?

Dünyaya kovulma sırasında Havva bir lanete uğramıştır.

“Seninle kadın arasına, senin zürriyetin ile onun zürriyeti arasına düşmanlık koyacağım. O (kadın) senin başına saldıracak, sen onun topuğuna saldıracaksın.” (Tekvin 3.15)

Bu lanet sonucu insanoğlu ile İblis’in yeryüzündeki kapışması başlamıştı.

behemoth

Yılan soyu ile Havva’nın çocukları arasındaki bitmez kavga.

Kapışmanın asıl nedeni; Şeytan/Yılan soyunun dünya hakimiyetinin elinden alınması, yerine Adem soyunun konulmasıdır. Buna engel olmak için iki yüz melek cennette isyan etmiş ve yeryüzüne Adem soyu ile birlikte atılmışlardır. Bunlara Tevrat’ta Nefilimler denir. Genelde “düşmüş melekler” ya da “Gözcüler”de denir.  (3) İnsanoğlunun kadınlarını kandırmışlar ve çiftleşerek yeryüzünde yeni nesil canavarlar /devler meydana gelmiştir.

Şeytan soyunun, kadınları hedef alması yukarıdaki Tekvin 3.15 de geçen lanet ile ilgilidir. Dünya’da kaos meydana gelmiş ve bu kargaşaya, Adem soyunun aşağılanmasına son vermek, cinlerden türemiş devlerin yok edilmesi için tufan olayına karar verilmiştir.

Tufan öncesi kurtuluş gemisini yapan Lamek oğlu Nuh’tur.

İşte burada iş karışmaktadır. Tevrat’ta ise açıklık bulunmamaktadır. Kain soyundaki Metuşael oğlu Lamek oğlu Tubal Kain ile Metuşelah oğlu Lamek oğlu Nuh’un ataları aynı isimleri taşımaktadır.

Gizem örgütleri Nuh’un babası Lamek ile, Tubal Kain’in babası Lamek’in aynı kişi olduğunu kabul ederler. Buna delil olarak Tekvin 4.23 deki ifadeyi gösterirler. Yani Tubal Kain’in soyu tükenmemiş, Lamek’in dileği ile “yetmiş yedi nesil” için dünyada kalmaya ve insanoğluna kötülük yapmak için yetki verilmiştir.

“Nuh Büyük Tufan – Noah” isimli filmini dikkatle izlerseniz, burada ifade ettiğimiz Ezoterik bilgiyi açıklar. Tubal Kain ile Nuh, gücünü (sözde atası) iblis yılanın derisinden almaktadır, film sonunda Tubal Kain gemi içine alınarak sağ kurtulur.

“Nuh, Amzara ile evlenmiş ve oğullarını kardeşlerinin kızları ile evlendirmiş, kızlarını kardeşlerinin oğulları evlendirmiştir. Hayalinde ona cennetin oğullarının (düşen meleklerin-Gözcülerin) yaptıkları, oğulları devlerin döktüğü kanı anlatılmış ve sırrı saklamıştır. Asla kanlı et yememe yasağı gelmiştir.” (Ölüdeniz Parşömenleri- Geza Vermes 471-472.sy, Et yememe yasağı Tekvin 9.4)

Nuh’un kızlarını ve oğullarını, kardeşlerinin oğulları ve kızları ile evlendirmesi “ardıllık ilkesi” gereğidir. Soyun yani kanın bozulmaması için Sümer’den beri ardıllık uygulanmaktadır. En yoğun uygulamasını Mısır Firavunları gerçekleştirmiştir. Genelde oğlan çocuk doğduğunda en yakın kan olarak, babasının başka karısından olan üvey kız kardeşi ile evlilik yapılırdı.

İslam öncesinde Arap kabileleri içinde, ölümünden sonra oğul isterse, babasının anne dışındaki eşlerinden birini kendisine alırdı. İslamın gelmesi ile birlikte, üvey kız kardeş ile evlilik veya babasının başka eşi ile evlilik ya da iki kız kardeşi aynı anda nikâh altına alınması yasaklanmıştır. İslam dünyaya ardıllık ilkesinin son bulmuş ve kan soyuna bakmadan kişilerin birbiri ile evlenmesinin yolu açmıştır.

Hz. İsa’nın babasız doğması, zaten “ardıllık ilkesi” nin ret edilmesi anlamına gelir.

rrrr

Yahudiler ise “seçilmiş hak” olduğuna inandıkları için, ardıllık ilkesini uygulamaya devam etmiştir. Hz. İbrahim’in eşi Sara’nın üvey kız kardeşi olması, Hz. Yakub’un iki kız kardeş ile birlikte evlenmesi ve İsrailoğulları’nın aynı soydan üremesi buna delildir.

Günümüzde bazı Yahudiler arasında titizlikle uygulanan, Harun soyundan olup Kohen (Kahin, Baş Rahip) sayılanların özel evlenme şartları vardır. Kohen erkek, ancak Kohen soyundan kadın ile evlenebilir, Yahudiler Kohen soyunu korumak ve kendi mal varlığının yüzde onunu bunlara vermekle mükelleftir. Kıyamet günü Kohenler Mesih ile birlikte komutan olarak ordunun başına geçerek (İsrail Halkına itaat edenler ile birlikte) son Armagedon  savaşını kazanacaktır.

Ateş ile Su, Livyatan’ın yanındadır. Hava ile Toprak ise Behomet’i destekler.

Ateş toprağı kurutur, bitki ve ağaçları yok eder yani toprağı kıraç hale getirir. Su ise toprağın erozyonuna neden olur, hatta denizler, nehirler taşarak toprağı istila eder. Ateş ve Su bir taraf ile Toprağı denizden çıkararak karaları oluşturan Behomet, Havayı (iklimi) kontrol ederek Ateşi kar yada buz ile soğutur ve bulutlara hükmederek denizlere düşen suyu toprağa yağdırarak ateşin kıraç hale getirdiği yerlerde tekrar bitki ve ağaç çıkmasını sağlar. Melek Mikael iklimi kontrol ederek Livyatan’ın (su yılanı olarak geçer) hakimiyetini engeller.

Armagedon savaşında toprak olmadan yaşayamayan İnsanoğlunun yanında Ateş ve Su’ya karşı savaşacaktır.

016

Önceki yazılarımızda Mikael’in aslında Melkisedek olduğunu (babasız doğan) Hz. İsa’nın ise Pavlus’un yorumu ile Melkisedek soyundan geldiğini, Hz. İbrahim’in ise soy üstünlüğünü Hz. Lut’u kurtarmak için verdiği savaş sonrası Melkisedek’ten aldığını ima eder. Yani İsa, Kohen soyundan daha öndedir.

Dünyalar savaşı kötü Şeytan soyu ile temsilcisi Livyatan, Melkisedek soyu (Melek Mikael) tarafından desteklenen Behomet soyu arasındadır.

Hüküm günü adalet tahtı üzerinde ışığın prensi Baş Melek Mikael, gökyüzünden hüküm tahtı ve melek ordusu yeryüzüne inecek ve tüm kötüleri yargılayacaktır.

Livyatan denizlerin hakimdir, aynı zamanda kaos çıkarıcıdır. Behomet karaların hakimidir ve ağırlığı ile denge unsurudur. Hükümdarların arasındaki kavga yeryüzünde yok oluşları getirir. Dikkat edin Nuh’un tufanı ile tüm dünya sular ile kaplanmış, Livyatan’ın hakimiyetine girmiştir. Tufan’ın amacı Kain ve düşmüş meleklerin dünyada insanoğlu ile birleşerek Nifilim -canavarları (Livyatan -Yılan soyu) meydana getirmiş, tufan bunları yok etmiştir.

mahşerin dört atlısı

Süleyman Peygamber, Livyatan’ın eşlerini mabede hapsederek kendince düzeni kurmuş, Romalılar ise mabedi yıkarak, kaosu yeryüzüne yaymıştır.

Dünyaya yayılan yılan soyudur. Kain, ve Tubal Kain soyu ile Lilith -Livyatan çiftleşmesinden, düşmüş meleklerden (yeraltı mağaralarında hapse atılmış) kavimler, yer altından Yecüc ve Mecüc olarak çıkacak ve setler (yüksek dağlar) yıkılacak ve yeryüzüne sular hakim olacak (kova burcunda) yeni bir nesil dünyaya hakim olacak, yeni bir din (su yılanın soyuna ait Livyatan dini) ortaya çıkacaktır.

Son kıyamette bunlar olursa, sular yine dünyaya hakim olacak ve Behomet bu sefer yenilecek demektir.

Yeni Mesih, kova çağında sular yeryüzünü kapladığında, buz yapılarak sular durdurulacaktır. Yeni İncil’in “Vahiy” kısmında geçtiği gibi, bin yıl sonra şeytan atıldığı kuyudan çıkacak, ikinci bin yılda şeytan yenilecek ve cennet gökyüzünden dünyaya inerek yeni bir din, yeni bir devlet, yeni bir Nuh (Mesih) hem Yahudiler hem de Evangelistler tarafından beklenmektedir.

Günümüzde iklimin devamlı ısındığı ve buzulların eriyerek suların karaları kapladığı, şiddetli depremler ile bozulan dünya dengesi sonucu patlayan volkanlar yüzünden dünyayı kül ve ateş kaplamaktadır.

unknown-artist-sinners-in-hell-02-cattedrale-di-santa-maria-assunta-torcello-italy-12th-century

İlkim değişikliği, insanlığın sonu olabilir. Yakında Su ve Ateş ile Toprak ve havanın savaşında toprak ve hava yenilecek, yerine toprağın taşkınlar ve erozyon ile denize (geldiği yere) katıldığı, ateş ile bitki ve ağaçların artık karbondioksit yaydığı, yeni bir döneme gireceğiz.

Gelecek olan Mesih, (Evangelistler göre) suların toprağı yutmasına, ateşin yaşamı öldürmesine engel olmak için, suyu buz ile durduracak, ateşi (yerden fışkıran magma, volkan) ve depremleri engelleyerek (dağları yükselterek) yeryüzüne yeni denge gelecektir.

Bin yıl sürecek buzul devrine hazırlıklı olmalıyız. Bu dönemde “ardıllık ilkesi” gözetmeden, eski devletler ve savaşlar olmadan, zorunlu olarak insanoğlu su ve ateşin saldırısından uzak biçimde yer altında  (Agarta ülkesinde) barışçıl biçimde yaşayacak ya da dünyayı su ve ateşe terk edip, yeni yapılacak Nuh’un gemisi ile Mars’ta küçük bir koloni kuracağız. Bugün bu alternatif yaşamların hazırlıklarını görüyoruz. Mars’a koloniler kurulurken, Buzlar Adası Grönland’a (anlamı: “yeşil ülke”) tohum ve gen bankası kurulmaktadır. Hazırlıklar bitmek üzeredir, belkide bitmiştir.

(1) İbrani Mitleri – (Tekvin-Yaratılış Kitabı)

(2) İlluminati & Evrenin Ulu Mimarı Kavramı 

(3) Düşen melekler 

© Copyright (yazının her türlü hakkı korunmuştur; fikir ve sanat eserleri kanuna göre kısmen yada tamamen alıntı yapılamaz.)

1 thoughts on “Tevrat’ta yaratılış ve Hz. Adem –II

  1. Geri bildirim: Tevrat’ta yaratılış ve Hz. Adem – saklı tarih

Fikrinizi Yazınız