Cumhurbaşkanı´nın PBS Mülakatı

Cumhurbaşkanı´nın PBS Mülakatı

Türkiye´nin Amerika Birleşik Devletleri´yle olan münasebeti eskilere dayanır. Tarih boyunca bu stratejik ortaklık çerçevesinde çok ciddi ilişkiler yürütüyoruz. Ve tüm bu yıllar içerisinde bu süreç stratejik ortaklığımızın başarıy

PBS TV

JUDY WOODRUFF: Recep Tayyip Erdoğan Türkiye´yi 2003´ten bu yana yönetiyor, önce Başbakan olarak, 2014 yılından bu yana da ülkenin en önde gelen lideri haline dönüştürdüğü bir makam olan Cumhurbaşkanı olarak.Türkiye on yıllardır ABD´nin müttefiki, fakat bu ittifak artık gergin. Ana ayrışma noktalarından bir tanesi, ABD´nin YPG olarak bilinen Suriyeli Kürt milislerle ilişkili olduğu PYD´ye verdiği destek, zira ABD, PYD´nin Suriye´de IŞİD´le mücadele etmesine yardım ediyor. Her iki örgüt de Erdoğan´ın, Türkiye´deki baş düşmanı olan ayrılıkçı Kürt örgütü PKK´nın müttefikleri. Aynı zamanda geçen yılki darbe girişimi sonrasında Türk demokrasisinin durumuyla ilgili endişeler de var. Erdoğan, bunu FETÖ´nün düzenlediğini söylüyor. Bu, kendisinin eski bir müttefiki olan Fethullah Gülen tarafından idare edilen örgüte verdiği ad. Gülen Pennsylvania´da yaşıyor; ABD ile olan gerginliğin bir diğer kaynağı da bu. Erdoğan bugün BM´de konuştu, perşembe günü de Başkan Trump ile bir araya gelecek. Dün öğleden sonra geç bir vakitte kendisiyle New York´ta özel bir mülakat için bir araya geldik.     

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bizimle görüştüğünüz için çok teşekkürler. Birleşmiş Milletler´e ve Amerikalı bir dinleyici kitlesine hitap etmek için buradasınız. Amerikan halkı, Türkiye-ABD ilişkilerinin şu anki durumu hakkında ne bilmeli?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN: Tabi, Türkiye´nin Amerika Birleşik Devletleri´yle olan münasebeti eskilere dayanır.  Tarih boyunca bu stratejik ortaklık çerçevesinde çok ciddi ilişkiler yürütüyoruz. Ve tüm bu yıllar içerisinde bu süreç stratejik ortaklığımızın başarıyla sürmesini sağladı ve bu NATO ile zirveye ulaştı. Biz birlikteyiz. NATO bünyesinde müttefikiz. Ve Türkiye NATO´nun kurucu üyelerinden biridir. Ve o zaman bu stratejik ortaklık da örnek bir ortaklığa dönüştü. Bu yönde işbirliğine devam etmekteyiz.

WOODRUFF: Bunu soruyorum çünkü şu anda bu ilişkide bazı gerginlikler var. Daha bugün Trump yönetiminin sizin cumhurbaşkanlığı muhafız alayınıza tabanca ve diğer silahların satılmasına izin vermeme kararı aldığı bildiriliyor. Bu bir sorun mu? Ve Türkiye ve ABD arasındaki ilişkiler bakımından bize ne söylüyor?

ERDOĞAN: Bu konuyu 21´inde Başkan Trump´la bir araya geldiğimde görüşeceğim. Ve tüm bunlar söylenti. Herhangi bir açıklama yok. Ve bu söylentiler, pek sağlıklı söylentiler değil. Sadece dinleyicilere hitap etmek ve şunları açıkça belirtmek istiyorum: Suriye´de PYD terör örgütü var, YPG de orada. Bunlar, Türkiye´deki ayrılıkçı PKK örgütünün uzantıları. Biz PKK´nın bu uzantılarıyla savaşıyoruz. ABD´nin PKK´yı resmen bir terör örgütü olarak tanıdığını biliyorum. Rakka´da DAEŞ´e karşı bu gruplarla savaşmanın doğru olduğunu düşünmüyorum, bu savaş bizimle yürütülebilir. ABD´nin terörle mücadeleyi PYD/YPG ile vermesi yanlıştır. Bunu ABD´nin en üst düzey makamlarına ilettim. Biz bu teröristlere karşı ABD ile birlikte mücadele etmeliyiz. Biz ABD´den o silahları alamazken, siz bunları teröristlere nasıl verirsiniz? Bu soruyu ABD´deki dostlarımıza soruyoruz.

WOODRUFF: Sizin de çok iyi bildiğiniz gibi ABD, bu mücadeleye öncülük etmeleri ve IŞİD´le mücadelenin önemli bir parçası olmaları için Suriyeli Kürtlere bağımlı. Siz de diyorsunuz ki, ABD Suriyeli Kürtlerle birlikte çalışmayı kesmezse, bu Türk-Amerikan ilişkilerinde “anlaşma bozucu” bir unsur olur. Yoksa burada bir uzlaşma mümkün müdür?

ERDOĞAN: Burada önce bazı şeyleri birbirine karıştırmayalım. Burada konu, bir Kürt meselesi değildir. Biz terör örgütlerinden söz ediyoruz. Suriye´nin kuzeyindeki Kürtlerden bazıları terör faaliyetlerine dahil oldu. Ve onlara terörist demek gerekiyor. Bazıları ılımlı ve Türkiye ile olumlu ilişkileri var ve o olumlu ilişlikleri Türkiye aracılığıyla sürdürmeyi savunuyorlar. Bunlar birbiriyle karıştırılmamalı, yoksa Türkiye´deki mesele hakkında farklı yorumlarımız olur. Bunun altını çizmek istiyorum çünkü biz Kürtlere karşı değiliz. Biz terör örgütlerine karşıyız. Kürtler bizim dostlarımızdır

WOODRUFF: Yani bir uzlaşmanın mümkün olduğunu söylüyorsunuz. Rakka düştükten sonra, ki birçok insan bu beklenti içinde, IŞİD Rakka´dan çıkarıldıktan sonra,Türkiye ve ABD arasında oradan kimin sorumlu olacağı ve YPG´nin ve bölgedeki diğer grupların, Suriye Demokratik Güçlerinin ne tür bir rol üstleneceği konusunda bir anlaşma, bir anlayış var mı?

ERDOĞAN: Dünyada terör örgütlerine karşı tavrımız neyse YPG´ye karşı tavrımız da aynı olacaktır. Ve özellikle DAEŞ ismi diğerleriyle karşılaştırılmamalıdır. DAEŞ´le çok kararlı ve çok ciddi bir biçimde savaşıyoruz. 3000´den fazla DAEŞ teröristini öldürdük. Fakat şunları görmek bizi çok üzüyor. Bir terör örgütünün kökünü kazımak için başka bir terör örgütü kullanılıyor. Şu anda ABD, DAEŞ´in kökünü kazımak için YPG ile birlikte çalışıyor. ABD, YPG´yi DAEŞ´le savaşan kara güçleri olarak kullanıyor. Fakat biz bunun yerine bizim yardımımız olabileceğini söyledik. Biz Türkiye´yiz, biz bunu yapabiliriz. El ele yürüyelim.

WOODRUFF: Komşu ülke Irak´taki Kürtlerden söz etmişken, yakın gelecekte bir an gelebilir ve ayrı bir Kürt devleti olabilir. Görünen o ki bir referandum yapılacak. Türkiye Irak´ta bağımsız bir Kürt devletiyle birlikte yaşayabilir mi?

ERDOĞAN: Şunu çok açık ve net söyleyeyim: Biz en başından beri Irak´ın toprak bütünlüğünü savunduk; kimse bunu yapmıyorken bile. Bu referandum yapılmamalıdır. Irak´la 350 kilometre sınır hattımız varken Türkiye olarak böyle bir referandumu nasıl kabul edebiliriz? İran da bu konuda referandumla aynı fikirde gözükmüyor. Irak federal yönetimi de aynı şekilde. Dolayısıyla siz sadece Kuzey Irak olarak tek başınıza böyle bir kararı nasıl verebilirsiniz? Bu kararı kabul etmiyoruz

WOODRUFF: Suriye´den bahsettik. Rusya,  Suriye´deki başlıca oyuncu. Daha geçen hafta siz Rusya´dan karadan havaya füze satın almak için multi milyar dolarlık bir anlaşmayı duyurdunuz. Neden? Bu sizin köklü bir üyesi olduğunuz NATO´ya olan taahhüdünüze aykırı bir durum mu?

ERDOĞAN: Biz birçok NATO müttefikimizden bu silahları istedik, özellikle ABD´den, fakat geri çevrildik. Bu nedenle kendi başımızın çaresine bakmak durumundayız, zira bunlar bizim savunmamızda önemli enstrümanlar. Rusya ile görüşmelerde ve istişarelerde bulunduk ve Rusya bu füzelerin ortak üretilmesi ihtimaline kadar bizi desteklemeye istekli. Kendi öz savunma mekanizmalarımız hakkında kararlar almamız çok doğaldır. NATO Genel Sekreteri resmen her ülkenin kendi kararını verme ve gerekli tedbirleri alma hakkına sahip olduğunu resmen açıkladı.

WOODRUFF: Bu sizin savunmanız için NATO´ya güvenemeyeceğiniz anlamına mı geliyor? Ve NATO kısmen Rusya´ya karşı savunma amacıyla, Rusya´ya karşı kurulmuştu. Yani Türkiye şimdi Rusya´ya mı yoksa NATO´ya mı yakın? Türkiye´yi bu ayrımda nereden konumlandırıyorsunuz?

ERDOĞAN: Türkiye NATO´nun çok güçlü bir üyesidir. Peki siz neden NATO´nun Türkiye gibi bir üyesine karşı duruyorsunuz? Bu silahların parasını ödeyip satın alacağız. Fakat teröristlere bu silahlar bedava sağlanıyor; bu silahları taşıyan 3000 tır bu teröristlere sağlandı ve biz meşru bir üye olarak bu silahları satın alamadık.  Zamanında ABD´den Predator veya insansız hava aracı almak istedik. Yıllarca alamadık. Bize insansız hava aracı vermediler ama teröristlere tüm bu insansız hava araçlarını ve tüm bu silahları veriyorlar. Bu kabul edilemez ve biz de kendi başımızın çaresine bakmak durumundayız.

WOODRUFF: Türkiye uzun yıllardır Avrupa Birliği´ne üye olma çabasındaydı. Üye olmakla hala ilgileniyor musunuz? Bunu söylüyorum zira kısa süre önce bir anlaşmazlık yaşandı. Almanya Şansölyesi Merkel bunun olmaması gerektiğini söyledi. Türkiye, AB´nin bir parçası olmakla hala ilgileniyor mu?

ERDOĞAN: AB, Türkiye´yi tam üye olarak almaya karar verdi mi? Onlar bir açıklama yapmalılar. Bizi alacaklar mı, almayacaklar mı? Bize ne yapacaklarını söyledikleri sürece biz her şey için hazırız. Biz samimiyiz ama aynı samimiyeti AB´den de bekliyoruz. Ancak bunun sürüncemede kalmasına ne kadar tahammül ederiz onu da bilemiyorum. Bir yere kadar bu şartlarda tahammül ederiz. O noktadan sonra da Türkiye kararını vereceği noktaya gelir.

WOODRUFF: Türkiye ve ABD arasındaki gerginlik kaynaklarından biri de, Türkiye´deki demokrasinin gücü. Geçen yaz yaşanan darbe girişimi öncesindeki ve özellikle de sonrasındaki hamleleriniz… Türkiye´deki birçok insan, kamuda, orduda, gazetecilik alanında, muhabirler ve diğerleri ya işlerini kaybetti ya da hapse atıldı. Amerika ve Avrupa´daki birçok insan şunu soruyor: Bu Türkiye´nin kalıcı gidişatı mı, yoksa geçici mi? Bu kişilerin terörist olduğunu, hükümetinizi devirmeye çalıştıklarını söylediniz. Fakat bu kişilerin çoğu öğretmenler, düşük düzeydeki kamu çalışanları, haberciler. Ve sanırım neden bu kadar çok insanın terörist olduğuna inandığınızı anlamak Batı´daki insanlar için zor.

ERDOĞAN: Siz teröristleri neden terörist olarak adlandırmıyorsunuz? Ben de bunu merak ediyorum. Teröriste terörist deyin. İkinci olarak, ülkemizde nihai amacı hükümeti devirmek olan ve birçok bireyin yer aldığı bir terör faaliyeti, bu bireylere karşı bazı hukuki tedbirlerin alınmasına tabidir. Çünkü bu kişiler emniyetin, ordunun içine sızmışlardı. Üniforma giyiyorlardı ancak zihinlerinde kendi terörist gündemleri vardı. Polise ve devletin bakanlıklarına sızmışlardı. Bunların arasında üst düzeye gelmiş ve farklı amaçları olan pek çok kişi vardı. Tüm bu kişiler yargının elindedir ve yargı süreci sonucunda bu kişilerin amaçları değerlendirilecektir. Türkiye´de demokrasi çok güçlüdür. Seçimlerde kullanılan oy sayısına bakarsanız, yüzde 80-85 katılım olduğunu görürsünüz, bu da Türkiye´de demokrasinin çok güçlü olduğunu ortaya koymaktadır. Tayyip Erdoğan seçimin ilk turunda halkın oylarının yüzde 52´sini alarak Türkiye Cumhurbaşkanı oldu. Ben Cumhurbaşkanı seçildim ama bana diktatör deniyor. Batı´daki ve ABD´de ne kadar medya kuruluşu varsa ismimi lekelemeye çalışıyor ve çok saygısızca davranıyor. Halkımızdan tam destek alıyoruz ve yolumuza devam ediyoruz.

WOODRUFF: Başkan Trump yönetiminde, Washington ziyaretiniz sırasında büyükelçilik konutu önünde bu yaz yaşanan bir olay nedeniyle sizin cumhurbaşkanlığı korumalarınızdan bazılarına dava açıldı. Siz bu suçlamalara katılmadınız. Amerika´daki yargı sisteminde yolsuzluk olduğunu söylediniz. O gün yaşananlar hakkında köklü bir anlaşmazlık varken Başkan Trump ile nasıl anlaşacak ve nasıl birlikte çalışacaksınız?

ERDOĞAN: Bu konuda çok üzgünüm. Aslında Başkan Trump beni bir hafta kadar önce bu konuyla ilgili olarak aradı. Kendisi de üzgün olduğunu söyledi ve bana Amerika´ya yapacağımız resmi bir seyahat sırasında bu konunun takibini yapacağını söyledi. Protestocular bize hakaret ediyordu, bağırıp çağırıyordu. Polis uygun bir müdahalede bulunamadı. Biz büyükelçilik konutundayken Beyaz Saray çevresinde de benzer protestolar görüldü. Protestocular aracıma çok yakındı. PKK´lı ve FETÖ´cü teröristler protesto düzenliyordu. Bu polis memurları federal  hükümetin değil eyaletin polis memurlarıydı, fakat benim etrafımda emniyeti sağlamakla görevliler. Fakat bunu yapamadılar. Ve elbette o anda benim şahsi korumalarım yardımıma koşacak ve etrafımda her şeyin emniyetli ve güvenli olmasını sağlayacaktır. Perşembe günü Başkan Trump´la bir araya geleceğim ve kendisine bu gelişmelerden çok kapsamlı bir biçimde bahsedeceğim. Temenni ederim ki adalet süratle yerini bulur, çünkü Amerika´nın yargı ve hukukun üstünlüğü konusunda, hukuki meseleler konusunda çok hassas olduğunu biliyorum. Perşembe günü Başkan Trump´la görüşeceğim birçok başka husus da olacaktır.

WOODRUFF: Ve son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu anda ABD´de yaşayan birçok Türk vatandaşı olduğunu biliyorum. Sanırım bir milyonu aşkın Türk vatandaşı burada yaşıyor. Onlara vereceğiniz bir mesaj var mı? Amerika´da yaşamak ve çalışmakla doğru kararı verdiler mi?

ERDOĞAN: Ümit ederim ki ABD yönetimi ve Türk kökenli insanlar aramızda bir köprü vazifesi görecektir ve bu ilişkinin sürmesini sağlayacaktır.

WOODRUFF: Cumhurbaşkanı Erdoğan, bizimle konuştuğunuz için  çok teşekkür ederiz.

ERDOĞAN: Teşekkürler.(PBS TV,ABD-13.09.2017)



Milli uydu İMECE uzaydaki birinci yılını tamamladı

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’nin ilk yüksek çözünürlüklü yerli ve milli gözlem uydusu İMECE'nin uzaydaki birinci yılını tamamladığını duyurdu.

Teknoloji

Türk savunma sanayisi 10 yıla 13 havacılık motoru sığdırdı

Türkiye'nin havacılık motorlarında lider şirketi TUSAŞ Motor Sanayii AŞ (TEI), yaklaşık 10 yıllık dönemde 12 milli, 1 yerli olmak üzere 13 motora imza attı.

Teknoloji

Bayraktar AKINCI ASELFLIR-500 ile hedefi başarıyla vurdu

Bayraktar AKINCI, Aselsan tarafından milli olarak geliştirilen ASELFLIR-500 Elektro-Optik Keşif, Gözetleme ve Hedefleme Sistemi’ni kullanarak deniz üstünde seyreden Albatros İDA’yı başarıyla imha etti.

Teknoloji

Sibergöz-12 operasyonlarında 75 şüpheli yakalandı

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 20 ilde eş zamanlı düzenlenen Sibergöz-12 operasyonlarında 75 şüphelinin yakalandığını bildirdi.

Teknoloji

İsrail'in İran'ın nükleer tesislerini vurmasından endişe ediliyor

MHP lideri Bahçeli: Yeni bir dünya savaşı cinayettir

Vücutta kolay morarma o hastalığın habercisi olabilir!

Milli uydu İMECE uzaydaki birinci yılını tamamladı

Sıcaklıklar 30 derecenin üzerine çıkacak (Bu hafta hava nasıl olacak?)

TBMM açılıyor: Gündemde kripto para düzenlemesi var

Yerel seçim dünya medyasında: İstanbul 'büyük ödül', muhalefeti bekleyen tehlike

Avrupa bu itiraf ile çalkalanıyor... Polonya Başbakanı Tusk'tan savaş uyarısı: Hazır değiliz!

Rusya, Ukranya'nın en büyük özel elektrik şirketine saldırdı

İsrail ordusu Halep'i vurdu: 38 kişi öldürüldü

Türkiye’nin iç sorunu bir PKK’dan Avrupa’nın sorunu bir PKK’ya

STK’LAR YILDIZ HOLDİNG’TE BULUŞTU

Ukrayna: Rusya, başkent Kiev'e seyir ve balistik füzelerle saldırdı

Rus istihbaratı: Fransa, ilk etapta 2 bin askeri Ukrayna'ya göndermek için hazırlık yapıyor

Erdoğan'ın iftar yemeğinde sarf ettiği cümle Yunanistan'da tepkiyle karşılandı! Hükümete çağrı yaptılar

MİT PKK'nın sözde İran sorumlusunu Kandil'de etkisiz hale getirdi

Katillerin gözü döndü! İsrail’den Şifa Hastanesi’ne katliam gibi baskın: Sivilleri acımadan öldürdüler

Uzman isim Türkiye'nin rolünü anlatarak uyardı! Karadeniz'i bekleyen büyük tehlike

Pakistan'dan Afganistan'a hava saldırısı!

Rusya'da seçim: Dünya Putin'i protesto ediyor

Bayraktar AKINCI'dan İHA-230 füzesiyle çifte atış

Türkiye ve Irak'tan ortak bildiri

ABD uçağından görünen detay! Filistin topraklarına alçak imza

Rusya’da kritik seçim! Halk sandık başında: Putin yeniden mi geliyor?

YILDIZ HOLDİNG’İN KONUŞAN YAZILAR SERGİSİ ANKARA’DA

Zelenskiy, Ukraynalıların Rusların Avrupa'ya geçişini engellediğini söyledi

Altay: Konya Türkiye Yüzyılı’nda ülkemizin teknoloji üssü olacak

Türk savunma sanayisi 10 yıla 13 havacılık motoru sığdırdı

BAŞKANIMIZA TÜRK DÜNYASI ÖDÜLÜ

İsrail-Hamas savaşında son durum... ABD'nin İsrail taktiği deşifre oldu! Washington Post yazdı: Kongre resmen bypass edilmiş!

Yükleniyor