Oyun Beşiktaş'ın, skor Kasımpaşa'nın

Ali Kaya Soysal

Önce şuradan başlamak gerek... Geçen sezonun şampiyonuyla, ligi hiç de küçümsenmeyecek bir dereceyle bitiren Kasımpaşa Süper Lig'in ikinci hafta maçına çıkıyorlar, 14 bin kişilik Tayyip Erdoğan Stadı'na... Tribünlerin üçte biri boş, kurallar gereği deplasman seyircisi stad kapasitesinin sadece yüzde beşini kullanabiliyor, yani 700 'Spartalı' vardı kale arkasında...

Avrupa'nın ikinci ve üçüncü ligleri başladı geçen hafta. Almanya, Hollanda vesaire... Ortalama 25-30 bin seyirciye
oynadılar.. Hala, biz ligimize "süper", "en hakiki süper" veya "en öz süper" yakıştırmalarımızı yapabilirmiyiz??..Çok komik... Hem de Avrupa'da futbola en çok maddi yatırım yapan, ulusal takım teknik direktörüne en çok parayı veren, 14 yabancı kuralının getirdiği sisteme göre, ülkemizdeki vergi sisteminin sağladığı avantajlarla 30 yaş üstü yabancı futbolcuların Çin'den bir önceki destinasyonu Türkiye olarak gören eski yıldızların transferlerine izin veren zihniyete göre...

Program başına 4-5 bin dolar alıp, "geyik muhabbeti yapan" medya maymunları niye bu bozuk düzenden söz etmezler? Çünkü, yukarıdaki sistemi işlerini kaybetmeme adına gündeme getirmeyenler yıllardır "köşe başındalar"...

Maça geçelim mi? Geçemiyorum bir türlü, ama en azından maçın beş dakika öncesine yaklaşabiliriz. Takımlar sahaya, yani seromoniye çıkıyorlar... Ellerde "devletin" verdiği bir pankart görüyorum, üstünde şu yazıyor: 

"ANADOLUNUN FETİH YIL DÖNÜMÜNDE 25 AGUSTOS DA MALAZGİRT DE BULUŞALIM"

Ve, yayıncı Katar kuruluşunun "speaker"i bunu destekleyen cümleler kuruyor...

Ve, şaşırıyorum, bu yeni bir KHK zorlaması mı? 23 Nisan'ı, 19 Mayıs'ı, 30 Ağustos'u , 29 Ekim'i, hatta 10 Kasım'ı yasaklayan zihniyet bu denli mi ulaştı 2023 hedefine? 

Evet maç...Beşiktaş kadrosu açıklandığında Şenol Hoca'nın ilk onbir tercihine tamamen  katıldığımı söyleyebilirim..İlk 45 dakikada benim izlenimlerim: atak anlamında, Quaresma'ya ve Babel'e taktik açıdan şu söylenmiş hoca tarafından; "top bizdeyken kanatlardan içeriye girin, Beck ve Caner'e alan açın, siz hem markajdan uzaklaşırsınız, hem de rakip savunmanın dengesini bozarsınız, dolayısıyla pozisyonlar bulursunuz..." Bu taktik düşünce 90 dakika boyunca tuttu.

Garanti ve hızlı paslarda eklenince Beşiktaş geçen haftaya göre daha olumlu bir futbol oynadı. Atiba'nın görevini üstlenen Tolgay bence sahanın yıldızıydı, görevini eksiksiz yerine getirdi. Tosiç, adeta  yöneticilere "ben varken başka stoppere gerek yok" dedirtti. Sol bek+açık Caner, top ortalamaktan sol ayak bileği zedelenmiştir, haftayı masajla geçirmelidir. (Kendisini uyarıyorum, kart görmeye çok açıksın ve Beşiktaş'a mimiklerinle, jestlerinle pek
layık değilsin. Belki bir psikanalist desteğine ihtiyacın var)

60-65'te Şenol Hoca 2-1 öndeyken, bana göre taraftar ve yönetim baskısıyla yeni transfer edilen oyuncuları oyuna soktu. Halbuki, karşı atak oynayan Kasımpa ya karşı orta alanı ayakta tutacak Necip'i, sonrada Lens veya Orkun'u devreye soksaydı daha iyi olurdu diye düşünüyorum. Ama patron O, saygı duymak gerek, çünkü bütün bir hafta
25 futbolcuyla adeta yatıp kalkan kendisi.

Sonuç, Beşiktaş çerçevesinden 34 maçlık uzun maratonda bu tip puan kayıpları çokça yaşanacaktır. Mühim olan ortaya konulan oyunun kalitesi, seyir zevki, futbolcuların bireysel.performanslaridir, Kartal bu açıdan dün gece için benden olumlu not almıştır.

Son sözüm hakem Alper Ulusoy'a: Her yere düşene faul çalınmaz, aksi halde artık düşmezler, kendilerini yere atıp oyunun temposunu düşürecek hilelere baş vururlar, dün defalarca olduğu gibi...