Kanun hükmünde kararnameyle (KHK) ihraç edilmelerinin ardından işlerine dönmek için açlık grevi yapan eğitimcilere destek eyleminde yerde tekmelenen Kezban Saçılık, İnsan Hakları Heykeli önünde o gün yaşananları anlattı.
Nuriye Gülmen ve Semih Özakça için yakalama ve arama kararının gerekçesi, açlık grevinin ölüm orucuna dönüşebileceği, Tekel ve Gezi benzeri eylemlere sebep olabileceği olarak açıklanmıştı.
‘Silahlı terör örgütü üyeliği’nden işlem yapılan iki eğitimci tutuklanmıştı.
Kezban Saçılık ‘Hayata Dönüş’ operasyonunda dozer darbesiyle kolu kopan Veli Saçılık’ın annesi.
Cumhuriyet’ten Ozan Çepni’ye konuşan anne Saçılık, Gülmen ve Özakça’nın tutuklanmasına çok üzüldüğünü belirttu: “Devlet bu çocuklarımı ölüme terkediyor. Hele ki Semih’i Nuriye’yi. O durumdaki bir insanı tutuklamak, öldürmektir. Onların ölümü çok kötü olur. Onların canı bizim canımız. Yıllardır aynı. Neyiz biz? Katil miyiz, biz kimiz? Benim için anne olarak Veli ile Semih, Nuriye fark etmiyor. Hepsi için acım aynıdır ve onlar benim bir parçamdır.”
Gülmen ve Özakça’ya destek için gittiği İnsan Hakları Anıtı önünde yerlerde sürüklendiği anları aktaran Saçılık, oğluna yapılan sert müdahaleyi engellemek istemiş: “Polis bana, ‘Geri çekil’ dedi. Birisi başıma tekme vurdu. Birisi küfür etti. Ağıza alınmayacak şeyler söylediler. Ben çok çabaladım ama başıma tekme vurdular, ayaklarıyla sırtıma, başıma. Hem sürüklüyorlar, hem vuruyorlar.”
‘Semih’in annesine çok işkence ettiler’
Oğlunun gözaltına alındığı sırada, “Kolunu aldınız, daha neyini alacaksınız” diyerek isyan eden anne Saçılık şunları aktardı: “Onlar oğlumu soyunca ben dayanamadım. Koştum arabanın yanına, o merdivenlere koştum. Velime, Semih’in annesine vurarak arabaya koydular. Hani cennet anaların ayağının altındaydı, biz polislerin ayağının altında kaldık. Semih’in annesine çok işkence ettiler.”
Polisin gözaltı aracına gaz sıkarak kapıyı kapattığını ve oğlunu kurtarmak istediğini aktaran Saçılık, şöyle devam etti: “Arabaya koydular, içine gaz sıktılar. Ondan sonra kapısını kapattılar. İçerde kuşlar gibi çırpınıyorlardı. Vurdum elimle, camı kırayım onlar hava alsın diye. Vurdum, vurdum. Açamadım ben kıramadım. Orada sivil polisin biri boynuma neyle vurduysa, kemiklerim çok kötü olmuş. Hala küfür etmeye devam ediyorlardı.”
‘Siz onursuzluğunuzla yaşayın’
677 sayılı KHK’yla ihraç karar edilen Veli Saçılık, Ankara’da ihraç edilmesini protesto etmiş, gözaltına alınırken, “Bizi açlıkla terbiye edemezsiniz. Biz aç olarak mevsimler boyu yaşarız. Siz onursuzluğunuzla yaşayın” demişti.
Burdur Cezaevi’nde 2000 yılında düzenlenen operasyonda dozer darbesiyle kolunu kaybeden Saçılık, kopan sağ kolunu saatlerce taşımıştı. Kol buz torbasına konulmamış, hastaneye getirildiğinde de damar ezikliği nedeniyle yerine dikilememişti. Daha sonra çöplüğe atılan kol bir köpeğin ağzında bulunmuştu.
Tek dava, dozer operatörü hakkında açılmış, Saçılık’ın içişleri ve adalet bakanlığı aleyhinde açtığı davada mahkeme, idareyi kusurlu bularak 150 bin TL tazminata hükmetmişti. Ancak davanın sonunda Saçılık’ı kusurlu bularak verilen tazminatın faiziyle birlikte iadesini istemiş, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin aksi yönde kararına rağmen icra takibi başlatılmıştı.