Beynimizin Gelecekte Yapabileceği 5 Çılgın Şey!

23
5
4
4
4
Beyin ve makine arasındaki ilişkinin yakın gelecekte giderek kuvvetleneceğini ve bütün gerçeklik algımızı değiştireceğini söylesek, ne dersiniz?

Şimdilik yeni yeni alıştığımız teknoloji, akıllı telefonların insanlar fiziksel hareketlerini algılayabilmesi üzerine kurulu. Eller, ayaklar, kafalar, solunum, göz hareketleri gibi hareketler telefonlara yerleştirilen sensörler aracılığıyla okunabiliyor. Ancak bilim insanlarının sinirsel faaliyetleri anlamalarını sağlayan ilerlemeler sayesinde, insanların beyinlerine sinirsel bağlantı kurmalarını sağlayacak uygulamalar üzerinde çalışan ciddi kuruluşlar da var. Birkaçını çok yakından tanıyorsunuz üstelik:

Şirketlerin bilinen çalışmalarını bir kenara bırakıp, daha neler olabilir onlara bir göz atalım. Beyin arayüzü sayesinde gerçekleşecek çılgınlıkların başında ise şunlar geliyor

5. Birbirimizin Düşüncelerini Okuyabileceğiz:

Düşünülen komutların fare imlecinin hareketlerine veya metin girilmeden girilmesine dönüşümü çok büyük devrim olacaktır. Facebook geçtiğimiz günlerde, Musk’ın “insanların ve makinelerin zihinlerini birleştiren” projesi ile kendi projesini birleştirmek istediğini söyledi. 

İlk uygulamalar basit olacak: zZhinsel yazı cevapları ve sürüş esnasında cihaz olmadan sosyal medya kullanımı gibi... Bir beyin-makine arabirimi kullanan insanlar, örneğin can sıkıcı reklam pop-up'larını tam anlamıyla zihinsel refleksle atabilirler.

DAPRA, askeri teknolojinin daha iyi kontrol edilmesine izin vermek için beyin arayüzleri geliştiriyor. Ancak aynı zamanda sahadaki askerler arasında daha hızlı, daha sessiz ve daha eksiksiz bir iletişim kurmak için de çalışıyor. Burada, beyin-makine arabirimlerinin ve beyin-beyin arayüzlerine uyarlanması söz konusu oluyor. Yani düşünceleri okumak gerçek oluyor!

4. Daha Gerçekçi Sanal Gerçeklik:

Bir oyunu zihninizle kontrol etmek, belki de beyin arayüzünün yapabileceği en basit şey olsa gerek. Oyuncunun zihinsel durumlarına potansiyel olarak çok daha duyarlı hale gelen sistemler sayesinde bir korku oyunu oynarken, korku hormonu salgılamak zorunda kalacaksınız!

Zorluk seviyeleri, oyuncunun tercihinden habersiz bir şekilde otomatik olarak modüle edilebilir. Sert oyuncuların beyinleri keyif alabilir ve daha da sert düşmanlarla karşılaşabilirler.

Oyuncunun zihinsel durumlarına uyum sağlayan "duygusal düzey tasarımı" ya da oyun tasarımı kavramına üzerine ciddi çalışmalar var. Sinirsel elektrotlardan gelen geri bildirime dayalı, yalnızca belirli bir oyunun zorluğunu değil, oyun tarzını da uyarlayacak bir sistemler yapılmaya başlandı bile. En korkuncu da sanal gerçeklik deneyimleri ile asla içinden çıkamayacağınız -çıkmak istemeyeceğiniz- dünyaları tüm sinir uçlarınıza kadar tecrübe etmek olacak. Biri Matrix mi dedi?

3. Gerçekten Duygusallaşan ‘Organik’ Teknoloji!

Robotik için büyük bir problem var; duygular.  Genel olarak tasarımları, insanların neler hissettiğini ve bunun gerçeğe nasıl adapte olduğunu buluyor. Yapay zekalı robotlardan bahsediyoruz elbette. Insanların fotoğraflarda neler hissettiklerini anlamak için çalışan bir makine aldatıcı yüz ifadelerini de algılayabilir mi? Ya Facebook'a yüklenen her resimde çoktan duygu durumlarımızı analiz eden bir meta verisi bulunuyorsa? Peki bunu beyin arayüzü sayesinde evcil robotlarımızda kullanırsak? Çok karışık geldi değil mi? Tek kelimeyle; mümkün. 

Robotlarımız beklenildiği gibi duygusuz ve mekanik olmayacaklar. Tam tersine geliştikçe insanlardan daha iyi iletişim kurmamız mümkün olacak. Bir ileri adımı Ghost in the Shell animesine konu olmuştur, yeri gelmişken tavsiye edelim.

2. Bir Robot Kolu Kontrol Etmeyin, Robot Bir Kolunuz Olsun

Şimdi bu ikisi arasında ne fark var diyenler için açıklayalım: Beyin-makine arabirimi için mümkün olan en gelişmiş uygulamalardan biri gibi görünse de, mühendisler için en sezgisel yöntemlerden biri haline geldi. Bunun nedeni, robotik ve doğal olarak uzuvlar beyinden uzakta kontrol edilmekte, yani dürtülerin beyinden ve sinir lifleri boyunca gitmesi yerine kablosuz ya da sinir damarları olmadan kolunuzu kontrol ettiğinizi düşünün! 

Motor korteks yerine motor nöronlarda “motor uyarıları” arayan bu yaklaşım, biyonikler için ileri adım atılmasına izin verdi. Bir yedek kolu kontrol etmek için kullanıldı bile. Kullanıcılar sıfırdan başlamak zorunda kaldılar ama beyinleri motor kortekslerinin yeni bir parçasını yani 3. bir kolun varlığına alışmak zorunda kaldılar. Ürkütücü ama bir gerçek daha var: Geleceğin İnsanları vücutlarını hiç sevmeyecek ve hemen mekanik bir vücuda sahip olmak isteyecekler!

1. Bir Başkasının Beyinini Kontrol Edin:

Bu, yalnızca beyin-makine arayüz teknolojisinin bir alt bölümü için geçerlidir, ancak yeni girişim olan Neuralink'in duyurusu ile Elon Musk bu konuya da değinmiştir. Fikir, bir sinirsel elektrodun yalnızca beynin aktivitesini alıp yorumlamasına değil, aynı zamanda bu aktiviteyi de oluşturabileceğine temelindedir. Şu an için ve yakın gelecekte elektrot teknolojisinin sınırlamaları, daha gelişmiş uygulamalara ihtiyaç duyulduğu ve uyarıcı elektrotların kafatasının altına yerleştirilmesini gerektirdiği anlamına geliyor.

Bunun gibi teknolojide de büyük sorunlar var: arızalanması veya istismarı olasılığı fazlasıyla tehlikeli. Bilim insanları, beynin bu alanı kavrayacak kadar nüanslı bir seviyeye henüz sahip değiller; bir insanı araba gibi dolaştırmak istiyorlar, ancak böyle bir şeyin bile dikkate alınabileceği gerçekliği inanılmaz derecede saptırılabilir.

Kaynak : https://www.inverse.com/article/30766-brain-machine-interface
23
5
4
4
4
Emoji İle Tepki Ver
23
5
4
4
4