TARİH : MİSAK-I MİLLİ VE MUSUL SORUNU


MİSAK-I MİLLİ

ATATÜRK’ün çabalarıyla toplanan son Osmanlı Meclisi’nin (Meclis-i Mebusan) en etkili eylemi; 28 Ocak 1920 günü gizli celsede kabul edilerek, 17 Şubat’ta kamuoyuna açıklanan ve İtalya’nın aracılığı ile dünya parlamentolarına gönderilen Misak-ı Milli (Ulusal Ant) kararı olmuştur. Bu kararla; 30 Ekim 1918 Mondros Mütarekesinin imzalandığı günde, Türk Ordusunun denetimi altında bulunan vatan topraklarının bir bütün olduğu ve her ne pahasına olursa olsun bölünmez bütünlüğünün savunulacağı, ulusal iradenin temsilcileri tarafından ant içilerek, dosta/düşmana ilan edilmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırları Misak-ı Milli ile belirlenmiştir. Ancak, Misak-ı Milli kapsamında olduğu halde Batum; Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) İstiklal Savaşımıza desteğini sağlamak için, 16 Mart 1921’de imzalanan Moskova Antlaşması çerçevesinde (özel statüyle) Gürcistan’a bırakılmıştır. Hatay konusu Fransa ile Türkiye arasında tam 15 yıl gerginliğe neden olduktan sonra, ATATÜRK’ ün kesin kararlı tutumu ile 1938 yılında çözüme kavuşturulmuştur. Kuzey Irak konusu ise, o günden bu yana, kördüğüm olmaya devam etmektedir.

KUZEY IRAK SORUNU

Birinci Dünya Savaşında İngilizler, Mart 1917’de Bağdat’ı ele geçirdiler. Ancak, Musul-Kerkük-Süleymaniye hattından daha kuzeye geçemediler. Ekim 1917’de Sina Yarımadasından başlatılan İngiliz taarruzu ise, Araplar’ın Ulusumuza ihanet etmesiyle güç kazanarak, kuzey istikametinde hızla gelişti. 4 ve 8’inci Ordularımız bu taarruzlar karşısında bozguna uğradı . M. Kemal Paşa’nın komutasındaki 7’nci Ordu, 4 ve 8’inci Ordulardan arta kalanları da emrine alarak, İngiliz taarruzunu Halep kuzeyindeki savunma mevziilerinde durdurmaya muvaffak oldu. Bunun ardından 30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan Mondros Mütarekesi (Ateşkes) gereği olarak; Suriye ve Irak Cephesindeki tüm Kuvvetlerimiz Almanların komutasından alınarak, Yıldırım Orduları Grup Komutanı Mustafa Kemal Paşanın emrine verilmiştir. ATATÜRK, çöken Osmanlı İmparatorluğunun enkazı üzerinde kurulacak olan yeni devletimizin (Türkiye Cumhuriyeti’nin) sınırlarını, en karanlık günlerimizde dahi, umudunu hiç sarsmaksızın en ince ayrıntısına kadar belirliyordu. Buna göre; Hatay’dan başlayıp, Halep kuzeyinden geçen savunma hattı (Musul-Kerkük-Süleymaniye Petrol Bölgesini elimizde bulunduracak şekilde) Irak Cephesiyle birleştirilmiş bulunuyordu.

LOZAN ANTLAŞMASI

30 Ağustos’ta Dumlupınar’da kazandığımız Büyük Zafer’in ardından, 11 Ekim 1922 günü işgalci emperyalist devletlerle (İngiltere,Fransa,İtalya) Mudanya’da Ateşkes imzalandıktan sonra, 20 Kasım 1922 tarihinde İsviçre’nin Lozan kentinde barış görüşmelerine başlandı. Ancak, görüşmeler 4 Şubat 1923 tarihinde kesintiye uğradı. Lozan’ın ikinci evresi 23 Nisan’da başladı ve 24 Temmuz 1923 tarihinde Antlaşmanın imzalanmasıyla sonuçlandı.Lozan Barış Antlaşması 143 maddelik ana belge ile, 15 ekli belgeden oluşmaktadır. Ne var ki; Musul Sorunu, Hatay Sorunu ve de Boğazlar sorunu Lozan’da istediğimiz şekilde bir çözüme kavuşturulamadığı için, sonraya bırakılmıştır. Bunlardan Musul konusu hariç,diğer ikisi ATATÜRK’ ün sağlığında çözümlenmiştir.

MUSUL SORUNU

İngilizler, dünyanın en kolay petrol çıkarılabilen bölgelerinden birisi olan Musul Vilayetini Türkiye Cumhuriyeti’ne bırakmamak için, her türlü tertip ve hileye başvurdular. Önce Hakkari’deki Süryani vatandaşlarımızı isyana kışkırttılar; ardından Şubat 1925’ de Şeyh Sait isyanını başlattılar. Bunun üzerine, Fethi Bey’in (Fethi Okyar) başkanlığındaki Hükümet istifa etti. İsmet Paşa (İnönü) yeniden Başbakan oldu… TBMM. Takrir-i Sükun yasasını kabul etti; isyan bölgesinde ve Ankara’da birer İstiklal Mahkemesi kuruldu. İstiklal Mahkemeleri, TBMM’nin yargı yetkisini bizzat kullandığı, olağanüstü Devrim Mahkemeleridir. Üç Milletvekilinden oluşur. İdam dahil, verdiği bütün cezalar (Temyiz edilmeksizin) anında yerine getirilirdi. Şeyh Sait İsyanı 15 Nisan’da tamamen bastırıldı. İsyancılar Diyarbakır İstiklal Mahkemesinde yargılanarak, hak ettikleri cezalara çarptırıldılar…Ancak, Misak-ı Milli sınırları içinde kalan Musul-Kerkük-Süleymaniye petrol bölgesindeki haklarımızı savunmak üzere Güneydoğu’da konuşlandırılmış olan Silahlı Kuvvetlerimizin düzeni (Şeyh Sait isyanını bastırmak için) bozulduğundan; 5 Haziran 1926 tarihinde Ankara Antlaşmasını imzalayarak, Musul Vilayetini İngiltere’nin mandası olan Irak Yönetimine bırakmak zorunda kalmışızdır.

(*) Şahap Osman ARAS,

Tarihçi Yazar (Ekim 2016 – İZMİR)

Etiketlendi:, , ,

www.ozelburoistihhbarat.com

YÜKSEK STRATEJİ TÜRKİYE

strateji, istihbarat, güvenlik, politika, jeo-politik, mizah, terör, araştırma, teknoloji

Fight "Gang Stalking"

Expose illegal stalking by corrupt law enforcement personnel

İSTİHBARAT ALANI

Sınırsız, Seçkin, Sansürsüz, Kemalist Haber Blogu

WordPress.com News

The latest news on WordPress.com and the WordPress community.