İstanbul’un bu trafik çilesinin kaynağı şüphesiz ki salt arabalar değil.
İstanbul’un tüm Türkiye’nin ekonomik merkezi olması.
Bu merkez tüm ekonomik faaliyetleri buraya çekiyor. Bu da insan çokluğu demek.
İnsan çokluğu ise giderek çoğalan araba sayısı demek, binek ve ticari.
İstanbul’da toplanan ekonomiyi Anadolu’ya dağıtmadığınız sürece, kamunun milyarları durmadan toprağa gömülüp gidecek ve yoksullaşıp duracağız.
Herkese Bilim Teknoloji’nin gelecek sayısındaki yazıya bakıyorum: İstanbul’un ihracattaki payı yüzde 52.1, ithalattaki ise yüzde 56.2 (2014). Yani Türkiye’nin 158 milyar dolar ihracat 82 milyar doları İstanbul’a ait. 242 milyar dolar ithalatın 136 milyar doları da.
İstanbul, hizmetlerin yüzde 31’ini, sanayi ve gayrisafi katma değerin yüzde 27’sini üretiyor.
İstanbul demek Türkiye’nin yüzde 30’u demek… Bizi izleyin, önerileri tartışmaya açacağız..