Ekonomide fırtına geliyor

Birleşmiş Milletler (BM) Kalkınma Programı eski Müdürü, ekonomist Bartu Soral 15 Temmuz darbe girişimini ve ekonomiyi yorumladı.

Ekonomide fırtına geliyor

Birleşmiş Milletler (BM) Kalkınma Programı eski Müdürü, ekonomist Bartu Soral 15 Temmuz darbe girişimini ve ekonomiyi yorumladı.

Birleşmiş Milletler’de görev yaparken “ulusalcı” “milliyetçi” diyerek hedef gösterilen ve Taraf gazetesince “uluslararası örgütün tepesindeki ulusalcı” diye lanse edilen Soral, sonrasında 101 kişilik Ergenekon davasında 3 yıl boyunca fiziki ve teknik takibe uğradı.

Soral’a yaşanan süreci ve ekonomideki beklentilerini sorduk.

İşte o röportaj:

-15 Temmuz’da Amerikan destekli bir FETÖ darbe girişimi yaşadık. Yaşanan süreci nasıl yorumluyorsunuz?

Şimdi gerçekten garip bir süreç yaşıyor Türkiye. Sanki bir akıl tutulması. Cumhurbaşkanının mağduriyeti konuşuluyor ama sorumluluğundan hiç bahsedilmiyor; suçlu mağdur oldu. Bugün terör örgütü dedikleri Fetullahçı çete için “Ne istediler de vermedik” diyordu Cumhurbaşkanı. Yani Cumhurbaşkanı itiraf etmiş zaten, biz büyüttük bu grubu, beraber hareket ettik diyor. Yani AKP ülkeyi bir dönem Fetullahçı terör örgütü denen yapıyla beraber yönetmiş, yürütme erkini paylaşmış. Nitekim Balyoz ve Ergenekon davaları ile Fethullahçı çete Türkiye Cumhuriyeti’nin sigortalarını etkisiz hale getirmeye çalışırken, o dönemin Başbakanı şimdinin Cumhurbaşkanı “ben bu davaların savcısıyım” diyecek kadar bu yapıya yakındı. Şimdi bu gündeme fazla getirilemiyor. Halbuki ortada büyük bir suç var. Belki muhalefet bu hava dağıldıktan sonra işin bu tarafını dillendirecektir.

Cumhurbaşkanı kendisinin başımıza musallat ettiği bu rezil darbe girişiminin yarattığı büyük fırsatı kullanıyor, devleti istediği gibi dizayn ediyor. Ele tam geçiremediği bir yargı kalmıştı, 3 bine yakın kişiyi görevden alarak oraya tam hakim oldu. Tabi işin içinde bu vahşi saldırı olunca kimse sesini yükseltemedi. Artık yargıdan O’nun istemediği karar çıkmaz. Tabi bu durum siyasi olarak akla hemen MHP’yi getiriyor.

Türkiye Cumhuriyetini, şu anda kalbine kadar girmiş olan, şeriatçı yapılardan koruma görevi olan TSK ise hayli yıpranmış, görev yapamayacak durumda. Yani sigorta durumundaki kurumları iş göremez duruma getirdi.

Bana göre bugün sokakları hala kışkırtmasının iki sebebi var.

Birincisi ‘erken seçime’ gidecek olması. Yakında erken seçime gidilecek. Anayasayı değiştirecek çoğunluğa sahip olmak istiyor. Zira hem kendi hem de çocuklarını güvenceye almak istiyor.

İkincisi; bu tasfiye operasyonuna karşı hukukun üstünlüğü kuralını hatırlatacak olan iç ve dış bütün kesimlere mesaj veriyor. Zira bu temizlikten sonra artık tek karar vericidir. Ben kimileri gibi Türkiye’nin dengelerini gözeten, basıncı fazla arttırmayacak bir politika izleyeceğini düşünmüyorum. Ancak bu duruma teslim olmayacak, işi bırakmayacak insanlar da var. Hem kendisine hem de AKP ile ortak hareket eden ve muhaliflerine sürpriz yapacağını söyleyen Devlet Bahçeli’ye bir sürpriz yapılabilir.

-Kamudaki büyük tasfiye nedir, nasıl okumalı, bu çeteden kurtuluyoruz diyebilir miyiz?

Kamudan çıkartılan bu insanların tamamı suçlu mu? Yeterli deliller toplandı mı? Herhalde binlerce kişinin olduğu bu listeler bir gecede hazırlanmadı. Listelerin eski olduğu, bazı isimlerin iki yıl önceki görev yerlerini belirtiyor olmasından anlaşılıyor. Peki, madem bu liste yapıldı, madem bunlar sorgusuz sualsiz işten çıkartılacak kadar suça ve teröre bulaşmış durumda, o halde iki yıldır neredeydiniz? Neden bu isimlerin görevde kalmasına göz yumdunuz?

Peki, suçu sabit olanlara ne olacak? Yani sokaklarda askerleri linç eden, öldüren, tutuklu askerlerin ağzını burnunu kıranlar? Hangi kanun maddesi buna cevaz veriyor, işkenceyi serbest bırakıyor?

Demokrasiye sahip çıkarken, ‘demokrasi amaç değil araçtır’ diyenle, ‘demokrasi tramvayından zamanı gelince ineceğiz’ diyenle, “hem laik hem müslüman olunmaz” diyenle beraber demokrasi savunmasına kalkışıldığını hatırlatmak isterim... Bugün, “artık birlik günüdür”, “Cumhurbaşkanı hatalarını anlamıştır” diyenler, yarın “biz de aldatıldık” demesin de...

“EKONOMİDE FIRTINA GELİYOR GİBİ GÖRÜNÜYOR”

-İşin siyasi boyutunun yanı sıra ekonomik boyutuna da değinebilir misin? Ekonomide bundan sonra neler olur?

Ekonomide belirleyici kredi derecelendirme kuruluşlarının açıklamaları olacak. Fitch ve Moody’s Ağustosun birinci ve ikinci haftalarında açıklama yapacak. Türkiye maalesef AKP döneminde dış finansmana ve ithalata çok bağlandı. Bunu çok dile getirdik ama tedbir alınmadı. Şimdi bu iki derecelendirme kuruluşu not düşürürse, durum çok kötüleşir. Dış finansman girişi çok yavaşlar. Hem dolar hem de faizler yükselir. Daha kötüsü ekonomide güven tamamen dibe vurur. Unutmayalım ki bu kuruluşlar siyasi karar alıyor. Merkezleri de Fethullah Gülen’in oturduğu yerle aynıdır! Şimdi orada büyük bir çalışma ve beyin fırtınası olduğunu düşünüyorum. Olasılıklar hesaplanıyor. Zira dışarıdan yıllık 200 milyar dolar bulması gereken bir Türkiye var. Kredi kuruluşları notu düşürürse ekonomi altüst olur. Ve peşinden siyasette yeni dengeler oluşmaya başlar. İşte onlar da bunları hesaplıyor, pazarlıklar, senaryolar yapılıyor. Sanki not düşürülecek gibi geliyor bana, yani bir fırtına geliyor gibi görünüyor.

Şenol Çarık

Odatv.com

bartu soral darbe ekonomi arşiv