Tuncer Bahçivan

Bana hep şu eleştiri geliyor; “yahu bu adamlar hiç mi iyi bir şey yapmıyor niye hep eleştiriyorsun”. Herhalde okumuyorsunuz yazıyorum. Müteahhitlikleri, işletmecilikleri gayet iyi, ancak devlet yönetimi facia. Şu son olanları nasıl eleştirmeyim ben?

Alın işte Teröristler Atatürk Hava Limanını bastı, şimdilik 42 ölü. Taze Başbakan Binali Yıldırım’ın ilk gün ilk tepkisi: ” Olayda güvenlik zafiyeti yoktur”. Nasıl yani 3 terörist en eski havalimanımızı basıp kan revana çeviriyor “güvenlik zafiyeti yokmuş! Hadi dedik ki ilk gün belki şaşkınlıktandır. Ama ikinci gün Salı akşamı bakın ne dedi:

“Teröristler normal güvenlik sisteminden geçemeyince, geri dönüp valizlerinde bulunan uzun namlulu silahları alarak ateş açarak içeri girmiştir. Hava alanında fiziki kontrol yapmak yetmez. Dışarıdan silahla yapılacak saldırıya karşı tedbir almak gerekebilir. Hava alanlarındaki özel eğitilmiş güvenlik sayısını artıracağız” dedi.

Evet bu sözler ayniyle vaki. Zaten uzman olmaya gerek yok, üstteki paragrafın bir başına bir de sonuna bakın anlarsınız. E kardeşim zafiyet yoksa “eğitilmiş güvenlikçi” sayısını niye arttırıyorsunuz? Demek eksikti ki bu sözü ediyorsunuz!

Kaldı ki olay baştan sona zafiyet! Teröristler taksiye biniyor, en dış yani ana kapıdan hiç bir kontrol görmeden, Dış hatların kapısından içeri giriyor! Bunu yapabildikleri halde “zafiyet yoktur” demek halkın zekasıyla dalga geçmektir.

DETAYLAR

Saldırıyı yapanlar tam İftar sırasını planladılar. Biliyorlar ki güvenlikçilerin çoğu oruç. Bu alınan önlemlerin yarıya inmesi demek.

Teröristlerde 2 Kalaşnikof otomatik saldırı tüfeği, 2 Glock otomatik tabanca ve bombalar var. Kalaşnikof dediğiniz, 90 cm uzunluğunda ve 4 kilo ağırlığında bir silah. Teröristler bu nedenle kışlık montlarla içeri giriyor, silahı onunla saklıyor buna rağmen kimse fark etmiyor!

Bazı detaylar henüz belli değil ama videolardan izlediğimiz kadar çok çarpıcı eğitimsizlikler göze çarpıyor. İlki dedektörün önünde gerçekleşiyor. Kahraman bir polis, o teröristi vuruyor terörist düşüyor, silahı elinden kayıp gidiyor. Yerdeki terörist, 30 saniyeden fazla debeleniyor, vurulmanın etkisiyle anında kendini patlatamıyor.

Müdahale için güvenlikçilere en az yarım dakika sağlıyor ama kimse müdahale edemiyor. Vuran polisin de yaralı olduğunu anlıyoruz. Ve sonunda terörist kendini patlatıyor. İşte orada teröristin patlamasını önlemek için neresine nasıl ateş edileceğini bilmek lazım.

ÖZEL DEVRİYE

Bunu da oradaki sıradan hava alanı polisinden beklemek zor. Bu nedenle, her an saldırı bekleyen bir stratejik hedefte, yani alanda, özel harekatçı polislerin devriye gezmesi gerekir. Orada daha yüksek eğitimli özel harekatçılar olsaydı, durum çok farklı sonuçlanırdı.

Peki özel harekatçı polisler nerede? İstanbul Özel Harekat Şube müdürlüğü o hava alanının içinde! Olay yerine kuş uçuşu 200m mesafede, kapalı yerde vakit öldürüyorlar. Her kata bunlarda 4 devriye koy, devriye gezsin. Teröristten daha akıllı olamazsan bu savaşı kazanamazsın!

Ben yakın zamanda hem Sabiha Gökçen hem de Atatürk hava limanından bir kaç kez yolcu aldım. Hepsinde de polislerin sayısı az ve sırtı yola (hedefe) dönüktü ben bekliyordum bu saldırıyı. Ama çok eleştiriyor zayıf gösteriyor demesinler diye yazamadım, hata ettim.

Polisler sadece alanda hedefe sırtını dönmüyor. Örneğin Kadıköy’de de iskeleye beşer onar polis konuyor. Bunlar (bazıları) bir araya toplanıp hiç kapılara girene çıkana bakmıyor bile. Kardeşim senin görevin gireni çıkanı dikkatlice süzmek. Ancak o zaman farkedersin potansiyel teröristi.

Poliste hep “bir araya toplanma eğilimi” var. Bu hem kendileri hem o nokta için açık zafiyettir. Polis eğitimsiz üniforma polis, ruh değil. Öğretmen olmayı beklerken kendini polis bulmuş. Silah eğitimi çok zayıf, çoğu silahına güvenmiyor, yeterli bakım yapmıyor! Polis kişiyle silahı arasındaki olması gereken bağ poliste yok. Polise kült terör-polisiye filmleri dağıtılmalı izlemeleri sağlanmalı!

Bir not: İşte “Türkiye, İsrail ve Rusya arasında yeniden iyi ilişki kurdu, örgüt de bu nedenle saldırdı.” Bunu hangi sivri zeka yumurtladıysa artık. Anlaşmadan daha 24 saat sonra bir saldırı planlayıp gerçekleştirecek hızda bir örgüt henüz bilmiyorum.

ASIL MESELE

Gelelim başka detaylara, acaba teröristler içeriden yardım gördü mü? Polisin ya da diğerlerinin içinde IŞID sempatizanı var mıdır? Olmaması mümkün değil. 14 sene önceki Türkiye ile bugünkü arasında dünya kadar fark var. Türkiye’de aleni bir Selefi, dahası İŞİD sempatisi yayılıyor. İŞİD sakalı yayılıyor. Bazıları İstanbul Ömerli’de, Anadolu’da eğitim yapıyor kimse müdahale etmiyor. Örgüt Türkiye’den aleni genç adam devşiriyor, silah eğitimi yaptırıyor hiç kimse ilgilenmiyor.

Bu ülkede “kendini patlatınca öteki dünyada sınırsız huriyle halvet olacağını sanan” insan sayısı hiç de az değildir. Bu ülkede dinin dozunu arttırmak, devletin dibine bomba koymaktır. Maalesef bu olmuştur! Bu acilen tedavi edilmeli. Diyanet ve diğer eğitimli hocalara ciddi iş düşüyor. Anadolu Müslümanlığı yeniden ihya edilmeli. Aksi halde bu ateş hepimizi yakar bu hatayı yapanları da dahil!

Alın işte ben bu yazıyı yazarken Cumhurbaşkanı konuşma yapıyor. “Gazze, Filistin vesaire…” Bize ne Gazze’den Filistin’den? Arapların on yıllardır çözemediğini siz mi çözeceksiniz?

Niye bu milleti kronik Arap problemlerine angaje ediyorsunuz, niye bizi Ortadoğu batağına sokuyorsunuz NİYE?

http://www.gazeteci.tv

Etiketlendi:analiz, SALDIRI, Tehlike, TERÖR DOSYASI, TUNCER BAHÇIVAN