23 Nisan 2024 Salı / 15 Sevval 1445

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan İngiltere’nin AB’den ayrılmasına ilk yorum

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İngiltere'nin AB'den ayrılma kararıyla ilgili olarak, 'Tüm dünyayla birlikte biz de referandum sonucunun 'evet' olarak çıkmasını bekliyorduk ama sonuç bu şekilde tecelli etti. İngiliz halkının verdiği bu kararı İngiltere ve Avrupa Birliği için yeni bir dönemin başlangıcı olarak görüyorum' dedi.

24 Haziran 2016 Cuma 07:00 - Güncelleme:

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "2002-2007 yılları arasında Türkiye'yi istikrarsız hale getirmek için girişilen çabalar sonuç vermeyince 2013'ten itibaren yeni ve daha cüretkar bir projeyi devreye soktular ama ne yaptılarsa olmadı. Finans oyunları kafi gelmedi, Türkiye eksilenin yerine yenisini süratle koymayı başardı. Halkın bir kesimini sokağa dökme çabaları netice vermedi. Bir ay içinde nefesleri kesildi. Herkes evine, işine, gücüne döndü." dedi.

Tüm Sanayici İş Adamları Derneğince (TÜMSİAD) Lütfi Kırdar Kongre Merkezinde düzenlenen iftara katılan Erdoğan, herkesin ramazanını, Kadir gecesini ve bayramını kutladı, şehitlere Allah’tan rahmet gazilere de şifa diledi.

Erdoğan, ülkelerin ve milletlerin zor günleri, iyiyle kötünün, hayırla şerrin, samimiyle riyakarın, sadıkla hainin, adeta ayrıştığı, herkesin kendi rengi ve tıynetini ortaya koyduğu dönemler olduğunu anlattı.

Türkiye’nin bir süredir böyle bir dönemden geçtiğini anlatan Erdoğan, “Yaşadığımız her badire birilerinin yüzlerindeki maskelerin inmesine vesile oldu. Gezi, 17-25 Aralık darbe girişimde bunu yaşadık. Şimdi son bir yıldır bölücü terör örgütünün eylemlerinde de bunu yaşıyoruz. Kendilerine demokrat, özgürlükçü diyenleri içinde despot, yıkıcı, faşizan duyguların nasıl patladığını gördük." dedi.

Erdoğan, yıllarca "hizmet, hareket, himmet" diyerek, milletin sinesine sızanların aslında nasıl bir şer örgütlenmesi kurduklarına, bizzat, yaşayarak şahit olduklarını aktararak, şunları kaydetti: "Tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı hıyanet olan bir yapıyı bizzat yaşayarak gördük. Demokratik açılım, milli birlik ve kardeşlik projesi diyerek, çözüm süreci diyerek, analar ağlamasın diyerek yürüttüğümüz iyi niyetli çalışmaların, terör örgütü tarafından nasıl bir anda yer ile yeksan edilebildiğini hep birlikte müşahede ettik. Türkiye'yi siyasi, ekonomik ve diplomatik olarak çökertmek için bu projeler ardı ardına sahneye konulurken, bir takım kesimlerin, sırf kendi siyasi çıkarları için nasıl bunlara çanak tuttuğunu üzüntüyle gördük."

"Belki senaryo güçlüydü. Belki oyuncular tecrübeliydi. Belki ortam uygundu” diyen Erdoğan, Türkiye’nin eski Türkiye olmadığını ve bunun da hesap edilemediğini dile getirdi.

- "NE YAPTILARSA BAŞARAMADILAR"

Eski Türkiye’nin, krizlere karşı mukavemetinin zayıf olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Hatırlarsanız, 1994 ve 2001 krizleri, 3-5 milyar dolarlık manipülasyonlar, 3-5 siyasetçinin yönlendirmesi, 3-4 gazetenin, televizyonun çığırtkanlığıyla başlamıştı. Türkiye’ye yüzlerce milyar dolar maliyeti olan bu krizleri böylesine küçük oyunlarla kotarabilenler, bu defa da aynısını yapacaklarını sandılar. 2002-2007 yıllarında Türkiye’yi istikrarsız hale getirmek için girişilen çabalar sonuç vermeyince, 2013’ten itibaren yeni ve daha cüretkar bir projeyi devreye soktular ama ne yaptılarsa olmadı." şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, finans oyunlarının da yetmediğini ifade ederek, şöyle devam etti: "Türkiye eksilenin yerine yenisini süratle koymayı başardı. Halkın bir kesimini sokağa dökme çabaları netice vermedi. Bir ay içinde nefesleri kesildi. Herkes evine, işine, gücüne döndü. Paralel ihanet çetesinin emniyet ve adalet teşkilatları içindeki mensuplarının başı çektiği bir darbe girişimiyle sonuç almak istediler. Bu girişim de milletimizin sinesine çarptı. Yine başarılı olamadılar. Ardından 7 haziran seçim sonuçlarının onlara verdiği cesaretle, bölücü terör örgütünü yeniden eyleme başlattılar. Ve Kürt kardeşlerimi sokağa çağırdılar. 50'yi aşkın Kürt kardeşimi maalesef öldürdüler. Ölenler Kürt kardeşlerimdi. Öldürenler de aldatılan Kürtlerdi."

Döktükleri onca kana, yol açtıkları onca yıkıma rağmen bir netice alamadıkları gibi eylem yapmak için sığınak yaptıkları ilçelerde, mahallelerde yok olup gittiklerini aktaran Erdoğan, şöyle konuştu: "Biliyoruz ki boş durmayacaklar. Mevcut sorunları kaşımayı sürdürmenin yanında, yeni senaryolarla, yeni tuzaklarla ülkemizi köşeye sıkıştırmaya çalışacaklar. Milletimiz tüm bu saldırılara, tüm bu oyunlara karşı sağlam bir duruş sergilemiştir. Biz şunun gayet iyi farkındayız. Milletimizin bize verdiği destek, şahsımıza değil, işte bu saldırılar karşısında kendi adına verdiğimiz mücadeleyedir. Biz hep birlikte, bu mücadeleyi samimiyetle ve kararlılıkla sürdürdüğümüz müddetçe milletimizin desteğinin bizimle olacağından en küçük bir şüphe duymuyorum. Bu mücadelenin bir de bedeli var. En büyük bedeli şehitlerimiz, gazilerimiz ve onları aileleri veriyor. Güvenlik güçlerimiz hayatları pahasına, gelecekleri pahasına, milletin ve ülkenin bekası için destanlara konu olacak bir mücadele yürütüyor."

Erdoğan, bu vesile ile şehitlere bir kez daha rahmet, yakınları ve millete de baş sağlığı, gazilere şifa dileğinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bedel ödenen bir alanın da ekonomi olduğunu vurgulayarak, ihracatta ve turizmde yaşanan daralmanın girişimcilere ve ülkeye bir maliyetinin bulunduğunu söyledi.

Bunun, üstesinden gelinmeyecek bir sıkıntı olmadığını dile getiren Erdoğan, esasen gizli, açık ekonomik saldırı başlatanların hedefinin Türkiye'ye diz çöktürmek olduğunu ifade etti.

Erdoğan, bunu başaramadıklarının altını çizerek, "Başaramayacaklar. Şimdi sıkıntıya düşen sektörlerimizi destekleyerek yeni kapılar açarak, yeni pazarlar bularak, yeni yöntemler geliştirerek, yaralarımızı sarma zamanıdır. Bu akşam TÜMSİAD ile konuşuyoruz. TÜMSİAD'ın işi ve görevi ne? Tamamıyla bu meslek alanlarında sanayide, ticarette varlığını ortaya çok daha farklı şekilde koymaktır. İhracatla ilgili ümit verici gelişmeler olduğunu biliyoruz. Turizm sezonluk bir sektör olduğu için bu dönemi bir parça kayıpla da atlatsak, önümüzdeki yıldan itibaren bu sektör kendini toparlayacaktır. Temel ekonomik veriler ülkemizin yeniden yükseliş trendine girdiğini gösteriyor. Allah, 'olur ki bir şey sizin için hayırlı iken siz onu hoş görmezsiniz, yine olur ki bir şey sizin için kötü iken siz onu seversiniz, Allah bilir, siz bilmezsiniz' buyuruyor. Mesele bu. Bu bakımdan yaşadığımız badireleri, kendi vatandaşlarıyla birlikte tüm mazlum ve mağdurların ümidi yeni Türkiye'nin doğuş sancıları olarak görüyorum." şeklinde konuştu.

- "TÜRKİYE, 4,8 BÜYÜME ORANIYLA BİRİNCİ ÇEYREKTE BİR NUMARA OLDU"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu yıl birince çeyrekte Türkiye, AB üyesi ülkelerde en büyük oranı yakalayarak, 4,8 büyüme oranıyla birinci çeyrekte bir numara oldu." ifadesini kullandı.

"Her şeye rağmen bir numara. Her zaman ifade ediyorum, burada da tekrarlayayım. Bizim için asıl tehlike, bu hadiselere, bu gailelere kendimizi kaptırıp, 2023 hedefimizden ve 2053, 2071 vizyonumuzdan uzaklaşmak olacaktır. Biz bunlardan uzaklaşmayacağız." diyen Erdoğan, şöyle devam etti: "Türkiye elbette terör örgütleriyle mücadele edecek, Suriye meselesini çözümü için çalışacak, her türlü ihanete ve husumete karşı hazırlıklı olacak. Ama aynı zamanda Türkiye büyük projelerini, alt yapı yatırımlarını, üst yapı yatırımlarını adım adım hayata geçirmeyi sürdürecek, yeni projelerle ilgili hazırlıklarını kesintisiz devam ettirecek. Ayın 30'unda inşallah Osman Gazi Köprüsü'nün açılışını yapıyoruz. İstanbul'dan Osman Gazi Köprüsü'nü geçiyoruz ta Orhan Gazi'ye kadar 'non stop' gidiyoruz. Nereden nereye... Artık körfezi dolaşmak yok. Yemyeşil ormanların içinden gayet güzel bir seyir. Bitmedi, 26 Ağustos'ta inşallah bu defa Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü açıyoruz. İnşallah bu yıl açılışlar yılı olacak. Temellerini attık, Rabbim şimdi de açılışlarını yapmayı nasip etti. Orada da inşallah yeni ihalelerle birlikte Kınalı'dan girilecek ta Akyazı'dan çıkılacak. Bu arada inşallah, yeni ihale de yapılıyor bu ihaleyle birlikte, 4 gidiş, 4 gelişin ortasından bir de hızlı trenin inşallah geçişini yapacağız. Bitmedi, 26 Aralık'ta da Boğazın altından Avrasya Tüneli'ni de çalıştırmaya başlayacağız. Marmaray, biliyorsunuz çalışıyordu. Şimdi biraz daha güneyinden artık araçlarımızla da geçeceğiz. Bakınız; 2013'ün 29 Ekim'inden bu güne Marmaray'dan kaç kişi geçti biliyor musunuz? 1 milyon 400 bin kişi geçti. İş bilenin, kılıç kuşananın. Olay bu."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yollarını kesmek isteyenlerin yarın ne durumda olacağını ancak Allah'ın bileceğini dile getirerek, 2 bin 200 yıllık devlet tecrübesinden, bin 400 yıllık medeniyetten, coğrafyadaki bin yıllık varlıktan aldıkları güçle yollarına devam edeceklerini vurguladı.

TÜMSİAD ailesinin de bu yola baş koyduğunun altını çizen Erdoğan, "Bu güne kadar her mücadeleyi birlikte verdik. İnşallah bundan sonra da aynı şekilde yol arkadaşlığımıza devam edeceğiz. Allah yar ve yardımcımız olsun." dedi.

"Öncelikle demokrasiye, milli iradeye saygıyı esas alan bir siyasi anlayışın mensupları olarak referandum sonuçlarının İngiliz halkı için hayırlı olmasını diliyorum. Tüm dünyayla birlikte biz de referandum sonucunun 'evet' olarak çıkmasını bekliyorduk ama sonuç bu şekilde tecelli etti. İngiliz halkının verdiği bu kararı İngiltere ve Avrupa Birliği için yeni bir dönemin başlangıcı olarak görüyorum." diyen Erdoğan, Avrupa Birliğinin uzun süredir, Türkiye'nin üyeliği meselesi başta olmak üzere pek çok konuda kendi değerlerine aykırı düşen bir pozisyona sürüklendiğine işaret etti.

- "ENGEL ÜSTÜNE ENGEL KOYDULAR"

Kriterleri karşılama konusunda Türkiye ile mukayese edilemeyecek pek çok ülkeyi hızla üyeliğe kabul eden Avrupa Birliğinin Türkiye'yle ilgili çifte standardının artık gizlenemeyecek bir hale geldiğini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti: "Bize engel üstüne engeller koydular ve 53 yıldır bizi kapılarında beklettiler. Hala bekletiyorlar. Nedir? Gerekçeniz ne? Bir zaman, bir Fransız Dışişleri Bakanı, -bir donörler toplantısı yapıyoruz Somali'yle ilgili, arada çıktık, Ahmet Bey o zaman Dışişleri Bakanı, Başbakanım, o Dışişleri Bakanıyla üçlü görüşüyoruz-, konuştuk, konuştuk dedi ki 'Sizi Avrupa Birliğine almazlar'. Niye dedim? Durdu durdu, 'Müslümansınız' dedi. 'Tamam bunu biliyoruz da' dedim 'Biz insanız' dedim, 'Oradakiler nasıl insansa biz de insanız, birbirimizden farkımız mı var? Bak bunca zaman geçti bize başında deseydiniz 'siz Müslümansınız, boşuna uğraşmayın sizi almayacağız' Bizi niye böyle oyaladınız'. Dedi, 'Hayır diyemediler' dedi. 'Onun için bu süreç böyle geldi'. 'Peki, NATO'ya nasıl oldu da aldınız' dedim, ne dedi biliyor musunuz? -Çok enteresan- 'Orada bir yanlışlık oldu' dedi."

Bu ve buna benzer çok hatıralarının bulunduğunu aktaran Erdoğan, " 'İkircikli davranmayın' dedik, bunlarla bütün müzakerelerde hep şunu söylemişimdir. Alacaksanız, 'buyurun' deyin, almayacaksanız 'boşuna uğraşmayın, almayacağız sizi, bizi de yormayın, siz de yorulmayın' deyin. Ama hep aldattılar, dürüst davranmadılar. İşte şimdi buyurun İngiltere... Ne dedi? '3000 yılına kadar Türkiye giremez' dedi. Şimdi ne oldu? Hadi buyur bakalım, 3 gün bile dayanamadın bak..." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Biz Avrupa Birliğini önemsedik ve bu yolda bir gayret ortaya koyduk ama hep bizi oyaladınız. Beraber müzakere masasına oturduğumuz kişilerle maalesef bizi ayırt ettiniz. İşte son olarak göçmenler konusunda takındığı insani ve ahlaki olmayan yaklaşım Avrupa Birliğinin tutarlılığını ciddi şekilde tartışmaya açmıştır. Avrupa'da yükselen ırkçı ve İslamofobik akımlar ile -kimse demesin 'Avrupa İslamofobik değil'. Hayır, işte ben söylüyorum- şu anda Türkiye'ye yapılan uygulama İslamofobiktir, onun için bizi almakta bunlar gecikiyorlar."

Irkçı ve islamofobik akımların yükselişinin, birliğin üzerine bina edildiği değerlerle ilgili tartışmaları hızlandırdığını belirten Erdoğan, "İşte Amerika. Aynı şey orada. Şu anda adaylardan bir tanesi Müslümanlara vuruyor, vuruşturuyor. Sayın Obama burada Müslümanlardan yana tavır koyuyor, 'Böyle bir ayırım yapamazsınız' diyor ama diğer aday, Müslümanların Amerika'da olmasına adamın tahammülü yok. Bir de gelmiş burada bir yerde bir marka koymuşlar onun adına. O markayı aslında binasına koyanlar onu süratle kaldırması lazım. Ben de bir yanlış yaptım oranın açılışını yaptım." ifadelerini kullandı.

- "SORUNUN AB'NİN BİZATİHİ KENDİSİDİR"

İngiltere'nin birlikten ayrılma kararının tüm bu endişeleri daha derin bir belirsizliğe dönüştürdüğünü ifade eden Recep Tayyip Erdoğan, şöyle konuştu: "Bizim bu konudaki tavrımız açık ve nettir. Avrupa Birliğinin ekonomik ve demokratik standartlarını kendi vatandaşlarımızın refahı ve huzuru için önemli görüyoruz. Tam üyelik hakkımızın teslim edilmemesine rağmen Avrupa Birliği vizyonunu sürdürmemizin, kriterleri yerine getirmeye devam etmemizin sebebi budur. Ne demiştik, gerekirse Kopenhag Kriterleri'nin adını 'Ankara Kriterleri' olarak değiştirir ve yolumuza devam ederiz. Bugün de aynı yerdeyiz. Geçmişten farklı olarak bugün sorunun öznesi Türkiye değildir Avrupa Birliğinin bizatihi kendisidir. Mülteci krizi ve İngiltere'nin ayrılık kararı Avrupa Birliğini tutumunu ve tutarlılığını sorgulamaya yöneltmelidir. Şayet, Avrupa Birliği bu sorgulamayı samimi olarak yapar ve gereğini süratle yerine getirirse zaten o birliğin içinde Türkiye doğal olarak yerini almış olacaktır. Böyle olmaz da Avrupa Birliği tutarsızlıklarını derinleştirerek yoluna devam etmeye kalkarsa kısa sürede yeni ayrılıklarla karşılaşması kaçınılmaz hale gelecektir. Avrupa, bizim rakibimiz değil, birlikte hareket etmeyi arzu ettiğimiz güçlü tarihi ve beşeri münasebetlerimizin bulunduğu bir coğrafyadır. Avrupa'da yaşayan 6 milyonu bulan Türkiye kökenli insanımızın geleceğini ilgilendiren her mesele, tabii olarak bizim meselemizdir. Biz zaten kapısında bekleyen bir ülke olarak bu gelişmeleri yakından ve Avrupalıların bizi değerlendirirken kullanmayı çok sevdikleri ifade olan 'endişeyle' takip etmeyi sürdüreceğiz."

Katılımcıların ramazan aylarını tebrik eden Erdoğan, TÜMSİAD yöneticilerine teşekkür ederek konuşmasını tamamladı.