HAYIRLI CUMALAR !!! * Cuma günlerine neden kudsiyet giydiriliyor ? Diğer günler hayırsız mı ?

YAZIYAyorumlar

CEM-CAMİ-CUMA: Toplanma, bir araya gelme kökünden gelen cami; “toplayan, bir araya getiren yer, toplanma yeri” manasındadır. CEM: Toplama, bir araya getirme ve çokluk demektir. Alevi-Bektaşilerin cemaatle birlikte yaptığı, ibadet olarak algılanan kutsal tören olan cem; bir olmak ve toplanmak anlamındadır.
Cuma, Müslümanlarca bir toplanma ve ibadet günüdür. Bu günde Müslümanlar camilerde toplanırlar, okunan hutbeleri dinlerler ve birlikte cuma namazını kılarlar. Sonra da birbirlerini görürler ve günlük işlerine yönelirler. Cuma namazının beş vakit namazdan farklı olarak mutlaka cemaatle kılınması gerekir.
İlk cuma namazı hicret sırasında MS 21 Haziran 622 yılında kılınmıştır. Bundan 1400 sene önce birbirlerinden kopuk yaşayan insanların hiç olmazsa haftada bir cuma günleri bir araya gelerek, görüşmeleri, konuşmaları, sorunları tartışmaları için kökü toplanma (CEM) olan ve ibadet edenlerin yine kökü toplanılan yer (CAMİ) olan ibadethanede yine kökü toplanma ile bağlantılı CUMA günleri hem namazlarını kılmaları hem de görüşme, konuşmaya vesile olması dini vecibe kılınmıştır. İnsanların bir araya gelerek görüşmelerinin, var olan sorunlar hakkında konuşmalarının, ticaret yapanların al/sat hakkında anlaşmalar yapmalarının KUDSİYETİ nedir?
Bir düşününüz; bundan 20 sene önce henüz AKP iktidara gelmeden önce HAYIRLI CUMALAR diye insanların birbirlerini selamlaması ve mesajlar göndermeleri gibi bir uygulama var mıydı? Bu ılımlı islamın yaptığı bir alıştırma ve yönlendirmedir. Cuma günü de diğer günler gibidir. Hiç bir kudsiyeti yoktur. Dileyen gider ibadetini yapar ve buna toplumun saygı göstermesi gerektir. Ama ha cuma ha çarşamba hiç bir fark yoktur.
Naci Kaptan

İktidar, yeni bir Cumhuriyet kurarken, alternatif bir geçmiş de yazıyor. Camilerin ahır yapıldığı, Kuran’ı Kerim’in yasaklandığı, insanların gizli namaz kılmak zorunda kaldığı gibi yalanları sıralıyor. Bu yaşanmamış geçmiş üzerine bir mağduriyet söylemi, bu söylem üzerine de bir baskı rejimi inşa ediliyor.
Kimse kusura bakmasın ama “hayırlı cumalar” da bu rejimin yeni kodlarından biri. Hayırlı cumalar, aslında cuma gününü kutsamaktan çok daha başka, daha katmanlı anlamlar içeriyor.
Pek çok kişi, sosyal medyada cuma günleri, hayırlı cumayı kutlayarak, cumaya özel maniler paylaşarak, “ben de sizdenim” mesajı veriyor. Kusura bakmayın ama, “Hayırlı cumalar” bu yeni rejimin “salut”udur. Hayırlı cumalar, Yugoslavya’nın “pozdrav radni narode”si, Chavistaların kırmızı fuları, Kuzey Kore’nin begonyalarıdır.”
Nevşin Mengü

Ben, asıl Metin Akpınar’a şaşıyorum.
Bu yazılanları ciddiye alıp şaşırdığı için, daha doğrusu onlara değer biçmek istediği için, konuyu akıl ve mantık çerçevesinde değerlendirmek istediği için.. Bu işleri az çok bilen biri olarak, bir kaç laf etmek istiyorum. Mesela ben, o yazının daha bir kaç cümlesini okur okumaz “zırva” deyip kenara atardım.
Dostlar, kurumlaşmış halleriyle bu günkü semitik dinler, üç aşağı beş yukarı aynı değerdedirler. Çağlarında, insanlık için belki ileri bir adımdı ve çoğunlukla (İslam ve Hristiyanlık) yoksul ve mazlumdan yana idiler. Ama zamanla kurumlaştılar, kemikleştiler ve kitabına uydurarak, güçlüden, zalimden yana oldular. Dün de bu gün de emirlerin, sultanların, kralların, ABD nin AB nin ve İsrail’in yöneticilerinin yanında yer aldılar. İnsanlığın derdine derman olmayı bırakın, zarar verir oldular. Bu kurumlar bu günkü halleriyle gelişmiş, çağdaş bir beyne hitap etmekten çok uzaktırlar. Bir kere, çağlarının ürünüdürler. Onları bu günün dünyasına sunmak, insanlığın binlerce yıllık evrimini, gelişimini yok saymak anlamına gelir ki, hayatın gerçeğine de bilime de aykırı düşer.
Museviliğin kutsal (!) metinleri, ilk çağların, Sümerlerin, Babillerin pagan izleriyle süslüdür. İsevilik, Yahudi şeriatına ve Roma baskısına bir tepki gibi doğmuştur. Bakire Meryem, baba-oğul kutsal ruh gibi, ilk çağların pagan ve metafizik izlerini taşır. Sonra, Roma değerleriyle kaynaşarak Katoliklik bünyesinde despotik bir hal alır. Engizisyonlarıyla, din sömürüsüyle ve büyük ekonomik gücüyle bilimsel gelişimi uzun asırlar engellemiş, insanlığın başına adeta bela olmuştur. İslam; kurucusunun devrimci ve görece insancıl tutumuyla, hızla yayılmış, bir kaç asır sonra, Emevi-Abbasi Arap hükümranlığıyla tutuculaşmış, kaynağında ruhban sınıfı olmamasına karşın, yapay bir din sultası (mezhep ve tarikatlar) oluşmuş, toplumların gelişimini engellemiş, onları ilkel halleriyle bu günkü sefil ve perişan durumlarına getirmiştir. Dinleri ve peygamberlerini yaşadıkları ve yayıldıkları dönem ve yer itibariyle, tarihi ve sosyolojik çerçevesi içinde değerlendirmek lazımdır. Dinler, beşeri kurumlardır. Sami ırkının peygamberlerini, İsalarını, Musalarını, Muhammetlerini, tıpkı Konfüçyüsler, Laotzeler, Budalar hatta bir ölçüde antik çağ klasik filozofları gibi;
insanlığın öncülerini, gelişimin kilometre taşları gibi değerlendirmek lazımdır. Günümüz için, tarihi ve kültürel değerleri vardır. Çağımız insanı için, rehber, önder kabul edilmeleri; uygarlığın gelişimine, bilime ve yaşamın gerçeklerine aykırı düşer. Bunu ancak; insanların duygusal zaafları ve koyu cehaletlerinden yararlanarak, onları sömürmek, birbirlerine düşürmek ve kolay yönetmek isteyen kötü niyetli, insanlık düşmanı, emperyalist yöneticiler, onların destekçileri bir kısım din adamları ve büyük para babaları yapar. Bunlar, çağımızın gericileri ve tüm insanlığın düşmanlarıdırlar. Tarih boyunca, insanlığın gelişimi, küçük duraksamalar dışında hep akıl, bilim ve teknoloji rehberliğinde ileri yönde olmuştur. Ne mutlu bu bilince erişenlere.
Sabahattin Gökkaya
A.Metin Akpınar
25 Nisan 2016

HAYIRLI CUMALAR

Sabah Gazetesi’nin internet sitesinde Cuma Günü’nün ne kadar hayırlı  bir gün olduğuna dair bir haber çıktı. Okuyunca insan diyor ki, diğer  bütün günleri takvimden çıkartalım sadece Cuma kalsın.

Haberde Cuma’yı  yücelten hemen hepsi saçma sapan, ama bazıları var ki insana dudak uçuklatıyor. İşte size Sabah Gazetesi’nin internet sitesindeki Cuma  günü zırvaları:

“Cuma gecesi Kehf Sûresi okuyan, Kıyamette, yerden göğe kadar bir nurla aydınlanır. İki Cuma arasında işlediği günahlar da affolur.” (Cumaya kadar cinayet tecavüz haram her naneyi ye, sonra Cuma günü bir sure okuyup paçayı kurtar. Oh ne ala memleket!)
“Cuma günü günah işlemeden geçerse, diğer günler de selametle geçer.” (Bu garantiyi kim veriyor? Tanrı mı, yoksa Sabah Gazetesi’nin genel yönetmeni mi?)
“Cuma günü oruç tutan için, on ahiret günü oruç sevabı yazılır.” (Diğer günler oruç tutmak aptallık mı yani?)
“Yalnız Cuma günü oruç tutmayın! Bir gün öncesi veya bir gün sonrası ile tutun.” (Demek ki neymiş, Cuma gününe komşu günler de diğer günlerden daha kutsal günlermiş. Bu hesaba göre en uğursuz günler Cumaya en uzak günler olan Pazartesi ve Salı mı oluyor?!!)
“Cuma günü seksen salevat getirenin, seksen yıllık günahı affolur.” (Seksen yıl her naneyi ye, sonra seksen salevatla doğru cennete git.Beleşçiliğe davetiye çıkarmaktan başka nedir bu?)
“Cuma günü tırnak kesmek şifaya sebeptir.” (Tanrım, sen bizi bu cahillerden koru! Pazartesi tırnak kesmek insanı hasta mı eder?)
“Sevaplar içinde Cuma günü ve gecesinde yapılandan daha kıymetlisi, günahlar içinde de Cuma günü ve gecesinde işlenilenden kötüsü yoktur.” (Hırsızlık için en uygun gün Pazartesi Salı, en kötü gün de Cuma günü oluyor demek ki!)
Cuma günü veya gecesi Duhân Sûresini okuyana Cennette bir köşk ihsan edilir. (Utanmasalar Duhân Sûresini okuyana Cennette bir gemicik de eşantiyon olarak verecekler. Akılları fikirleri malda mülkte…)
Cuma günü veya gecesi ölen mümin, şehit olur, kabir azabından kurtulur. (Diğer günlerde ölenlerin günahı ne? Cuma günü ölüm piyangoyla mı belirleniyor? Yoksa canımızı Cuma günü alsın diye Azrail’e rüşvet mi versek ne? Olmadı, şehit sayılmak için Cuma günü intihar mı etsek, ne yapsak acaba?!!)
Cumartesi günleri Yahudilere, pazar günleri nasaraya[Hıristiyanlara] verildiği gibi, Cuma günü, Müslümanlara verildi. Bugün, Müslümanlara hayır, bereket, iyilik vardır. (Tanrı her dine ayrı hayırlı günler vermiş demek ki? Hindulara neden hayırlı gün verilmemiş? Onların günahı ne? Bu bölücülük ve ayrımcılık değil de nedir? Bu kadar saçmalığa da pes doğrusu…)
Allahü teâlâ her Cumâ günü altıyüzbin kişiyi Cehennemden azat eder.Bunların hepsi Cehenneme lâyık olup Cumâ gününün bereketi ile Cehennemden çıkarılır. (Nüfusun az olduğu ilk çağlarda yaşayanlar arasında cehenneme gidecek yok demek ki? Bugün bile haftada altıyüzbin insan doğmuyordur. Yani bu mantığa göre herkes af kapsamında, cehenneme kimse gitmeyecek. Bu iyi haber işte! Üstelik diğer zırvaları neredeyse geçersiz kılıyor.)
Köle, kadın, çocuk ve hasta dışındaki bütün Müslümanlara cemaatle cuma (kılmaları) farz-ı ayındır. (Hala köleliğin geçerli olduğuna mı inanıyor Sabah Gazetesi? Kimdir bu devrin köleleri? Kadınlar mı, işçiler mi, gayrı Müslimler mi?)
Dedim ya, bu kadar saçmalığa pes doğrusu. Bu topluma hangi din empoze ediliyor?
Bence Diyanet bu işe derhal el koymalı… Çünkü Sabah Gazetesi açıkça İslam’ı tahrif ediyor.
A. Metin Akpınar
This entry was posted in DİN-İNANÇ, İrtica, VATANDAŞIN KÖŞESİ, YOBAZLIK - GERİCİLİK. Bookmark the permalink.

One Response to HAYIRLI CUMALAR !!! * Cuma günlerine neden kudsiyet giydiriliyor ? Diğer günler hayırsız mı ?

  1. İsmail Hakkı KULAÇ says:

    Cuma zaten diğer günler gibi hayırlı. Farkı insanların bir araya toplanması. ”Cumanız hayırlara vesile olsun” demek daha doğrusu.İnsanların merkezde toplandığı günün bir vaktidir cuma günü. Bizim için cuma, Hristiyan için pazar, Musevi için cumartesi..
    20 sene AKP öncesi ”Hayırlı Cumalar” mesajlaşması var mı idi diyor ya. Yoktu, doğru çünkü WhatsApp gibi uygulamalar yoktu, SMS pahalı idi. O benzetmeyi çektiği yer saçma bence. Cuma günleri en yakinlarimizi arardık. SMS pahalı olduğu için. WhatsApp çıktıktan sonra da herkes herşeyi bolca paylaşıyor artık.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *